2 Temmuz 2015 Perşembe

Yarım Kalan ve Muhtemelen Öyle Kalmaya Devam Edecek Diziler:D

Neden böyleyim bilmiyorum, çok fazla diziyi yarım bırakıyorum... Önceden böyle değildi ama son bir kaç aydır beni saran bir dizi bulmak gittikçe zorlaşıyor. O yüzden de bir umut başladığım pek çok diziye ilgimi kaybedip hard disc'imin bir köşesinde çürümeye bırakıyorum. İşte şimdi onlardan birkaçını anlatacağım ve umarım aralarından izlemem gerektiğini düşündüğünüz bir dizi olursa bana söylersiniz:) İyi bir diziyi kaçırmak istemem:)
Öncelikle taaa 4-5 ay öncesinde başladığım, ilk beş bölümü izledikten sonra sonuna kadar herşeyi tahmin edebildiğim ve klişeliğinden boğulacak gibi olduğum Hello My Teacher var.
Sonra aslında gerçekten gerçekten gerçekten aşık olduğum, ama sonunun benim istediğim gibi olmadığını öğrendiğimde küstüğüm ve 12. bölümünde filan yarım bıraktığım Love Rain var. Love Rain bence mükemmel bir dizi bu arada. Bir ara gerçekten sıfırdan başlamayı ve daha az sabit fikirli olarak izlemeyi düşünüyorum.
Son zamanların en tutulmasını istediğim ama en berbat biçimde çuvallayan dizisi Hyde, Jykill and Me var bir de. Millet sürekli diziyi kötülediğinde çok önyargılı olduklarını, sürekli Kill Me Heal Me'yle kıyasladıkları için böyle olduğunu düşünmüştüm ama içim kan ağlayarak söylüyorum ki haklılarmış. Hem birinci hem ikinci erkeği sevmeme rağmen yok, ben bu diziye devam edemeyecek gibiyim. Kaldım ben onun 4. bölümünde, devamı kaç defa denedim, gelmiyor.
Dream High 2'yi de unutmamak gerek. An itibariyle beni ölesiye sıkıyor. 10. bölümde tıkandım onda da. 3 defa filan devam etmeyi denedim, olmadı. Artık denemem heralde. Oysa Jinwoon vardı, JB de tatlıydı. Hayırlısı, ne diyeyim... Ben içimde kollarıyla kalp yaparak "Oppaaa" diye bağıran kızlar oluşturan Hyun Bin'in dizisini yarım bırakmışım, bunlar mı koyacak:D
Arada bir Murphy's Law of Love vardı, ilk bölümünü zar zor bitirip ikinci bölümün başında "Yok ben buna katlanamam" dediğim.
Atashinchi No Danshi vardı bir de. İlk bölümünün yarısında bıraktım galiba bunu da:D Buna bir şans daha verebilirim ama cidden, daha yeterince şans vermedim beni sarması için... Belki devamı güzel gelir kim bilir...
Bunlar dışında Bad Couple mı ne, öyle bir dizi vardı. Onu ne yazık ki sonuna kadar izledim. Ama ben ettim siz etmeyin, sakın sakın sakın o diziyi izlemeyin! Başları cidden güzel gibiydi ama sonuna doğru Yeşilçam'dan hallice, hayır, ne alaka, kesinlikle Yeşilçam'dan çok daha kötü oldu. Vaktinizi çöpe atmayın, gidin daha güzel diziler izleyin.

Bundan öncekileri ne zaman yazdım onu bile hatırlamıyorum:D Ama bari devamını getireyim ve yayınlayayım diye şimdi tekrar yazıyorum:) Yarım bıraktığım dizilere yine aşık olarak başladığım, delicesine bağlandığım, saplantılı hale geldiğim ama bence 16'da bitse mükemmel olacak diziyi 20 bölüme uzatmak için saçmaladıktan sonra 18. bölümde yarım bıraktığım; sonra üç defa denesem de bir türlü devamını getiremediğim Nine: Time Travelling Nine Times eklenmiş bulunmaktadır. Nasıl, bir cümleyle her şeyi özetledim değil mi?:D Bu diziyi çoook sevdim aslında. Ben genelde hep romantik komedi tarzında, böyle sabun köpüğü gibi kore dizileri izliyorum. Bu farklı türde izlediğim ilk dizi ve cidden çok hoşuma gitti, çok heyecanla izliyordum ama sonra nedense 20 bölüm yapacağız diye elli tane gereksiz engel koydular, haliyle ben de diziden soğudum.. Ama devamını getirmeyi düşünüyorum, yapmalıyım!
Şimdilik bu kadar:) Dediğim gibi, devam etmem, bitirmem gerektiğini düşündüğünüz dizi varsa lütfen söyleyin, yoksa bunlar Hard disc'imin tozlu sayfalarında kalmaya devam edecekler:D

26 Nisan 2015 Pazar

FT Island-I Will

Dün Modern Farmer'a başladımm!:) Çoook uzun zaman önce baya hevesle indirmiştim diziyi. Sonra nedense kaldı, izlemedim bir türlü. Ama FT Island comeback'inden sonra Hongki'ye olan aşkım kabardı, hazır eve gidip geliyorken yani minimum 12 saatim yolda geçecekken de neden başlamayayım dedim:)
Herkes çok komik diyordu zaten ama izleyince kendim de teyit ettim, evet gerçekten çok eğlenceli bir dizi:) Konusu kdrama'dan çok Amerikan komedi filmleri gibi zaten. Ki ilk 3 bölüm Amerikan komedi filmi havasını bozmadan ilerledi, hatta dördüncü bölüm de biraz o havadaydı ama araya aşkın da karışmaya başlamasıyla kdrama havasına soktular diziyi:D Gerçi onlar da haklılar, sonuçta bir komedi filmi maksimum üç saat, e onlar da üç bölüm o havayı bozmadılar, bana yeter de artar bile:D Modern Farmer'la ilgili yazımı diziyi bitirdikten sonra yazacağım aslında, daha yarılamadım bile, yani şimdi ne desem olmayacak:D Bu yazıda esas bahsetmek istediğim şey; FT Island!:)
FT Island geçen ay I Will adlı albümle Kore'de cb yaptı. Ki ben o albüme kelimenin tam anlamıyla aşığımmm!!:) FT Island şarkılarını genel olarak seviyorum zaten, Kore albümlerinin sanırım tamamı iPod'umda var ve hala daha arada bir açıp karışık 10-20 şarkı dinliyorum:) Ama bu albüm bir başka güzel:) Şarkıların tamamı üyeler tarafından yazılıp bestelenmiş ve çok da iyi olmuş:) Ben onların bu kadar iyi şarkı besteleyebildiklerini bilmiyordum aslında bu albümden önce O.o Yani Jonghoon mutlaka besteliyordur diye düşünmüştüm tabi ve Hongki de şarkı sözü yazıyordur demiştim ama Jaejin beni baya şaşırttı. Bir de diğer albümlerde filan da en çok şarkı besteleyen oymuş galiba, ilgiiinç... Nedense bana pek öyle bir izlenim vermemişti:D Yalnız Jaejin'i iyice sevmeye başladım bu albümle. Zaten çok tatlı, sesi çok güzel, rap'i iyi, iyi bass çalıyor ve şimdi de şarkı besteleyip şarkı sözü yazıyor! Gruptaki ikinci favorim olabilir (Gerçi zaten öyleydi ama:D )
Sırayla gidelim mi?:) İlk olarak Hongki tarafından bestelenmiş Intro var. Ki ben intro'ların çok önemli olduğunu düşünürüm genelde. Bir albümle ilgili ilk izlenimimi intro oluşturuyor çoğunlukla ve bence bu Intro çok güzel:) Tek sorunu duygusal ve ağır bir Intro'dan sonra bir anda Pray gibi hard rock bir şarkıya geçmesi ama onu da çok sevdiğim için boşverebiliyorum:)
İkinci sırada çıkış şarkısı Pray var ki hem tarzı hem MV'siyle bana FT Island'ın bazı Japonca şarkılarını anımsattı. Aslında onları pek sevmem, neredeyse hiç dinlemem hatta ama bu sanırım Japoncayla ilgili çünkü Pray'i cidden çok seviyorum:) Konseptini, müzik programlarındaki sahnelerini (Gerçi kendisinden önce-sonra çıkan sevimli konseptli kız gruplarıyla kıyaslayınca çok komik duruyor ama en azından çabalarını takdir ediyorum:) ), herşeyini seviyorum:) Her ne kadar albümdeki en sevdiğim şarkı bu olmasa da iyi ki bunu çıkış şarkısı olarak seçmişler. Kore'de bir rock'çıdan öte bir idol oldukları halde çok cesur bir hamle yaptılar. 3 birincilik de hiç kötü değil bence.
Üçüncü sırada Black Chocolate var ki ilk dinlediğimde albümdeki tek "Eh" dediğim şarkıydı sanırım:D Ama ilk dinlediğim dediğim iTunes'ta satın almadan önce iTunes'un dinlettiği 1 dakikalık kısım, o yüzden gitar solosu kısmını filan duymamıştım, şimdi seviyorum baya bu şarkıyı da:)
Dördüncü sırada BPM69 var. Söylememe gerek var mı bilmem ama bunu da seviyorum baya:) Bu albümde Jaejin'in elinin değdiği her şarkıyı seviyorum zaten:D Bunun hem bestesi hem sözlerinde Jaejin'in eli var üstelik de kısa ama güzel bir kısım da var söylediği:) (Bunu berbat müzik kulağımla sesleri ayırt edebildiğim kadarıyla söylüyorum, dolayısıyla çok güvenilir bir kaynak değil ama bana o gibi geldi:D )
İşte şimdi favori şarkılarıma geldik:) Arka arkaya Do You Know Why?, Hey Girl, To The Light ve Time To benim albümdeki en sevdiğim şarkılar:) Dolayısıyla bunları dinlediğim 15 dakika gerçekten çok mutlu oluyorum:) Do You Know Why?'da Jaejin'in daha çok kısmı var:) Böyle söyleyince Hongki'nin sesini sevmiyormuşum gibi oluyor ama hiç alakası yok:D Hongki'ye ve sesine bayılıyorum ama FT Triple artık albüm çıkarmadığına göre Jaejin'in sesini çok az duyabiliyoruz ve bu yüzden de her anın tadını çıkarıyorum:)
Hey Girl benim albümdeki favori şarkım:) İlk duyduğum andan beri bayılıyorum bu şarkıya:) Diğerlerini sevmeseydim bile sırf bu şarkı için albümü alabilirdim:) Bunda Seunghyun, Jaejin ve Hongki'nin neredeyse eşit kısımları var ve bence çok uyumlu olmuşlar böyle:) Ayrıca biraz klişe ama yine de güzel bir gitar solosu var (Bu kısmı Jonghoon kendi için mi bestelemiş merak ediyorum:D). Ahh, bu video çok tatlı:) (Bu şarkıya karşı fazla yoğun duygular beslediğim için objektif olamıyor olabilirim:D )
To the Light benim bu albümden dinlediğim ilk şarkı:) Sanırım bir iki hafta önce yayınlanmıştı diğer şarkılardan ve ben o zaman yoğun bir bekleyiş içinde olduğum için hemen atlamıştım:D Belki de MV'nin bir etkisidir ama bu şarkıyı konserde canlı dinlemek çok güzel olurdu gibi geliyor bana:)
Time to da hareketli, konserde dinleyip coşmalık bir şarkı bana göre:) 
Son üç şarkı 그림자 (Shadow), Please ve  (Light) da güzel ama nedense en sevdiğim dört şarkıdan sonra geldikleri için çoğunlukla hak ettikleri değeri veremiyormuşum gibi geliyor:D Oysa Shadow'un "You run away, you run away right now" kısmını ve bundan sonra gelen gitar solosunu çok seviyorum:)
Please söz-müziği Jonghoon'a ait bir şarkı. Onun da nakaratının başlangıç kısmını seviyorum, Hongki güzel veriyor bence ordaki hissi:) "Gaji mallago sorichyeobwado, nareul pihae domangganeun neo"
Ligh'ın söz-müziği Hongki'ye ait. Açıkçası bu şarkıyı nasıl sınıflandıracağımdan emin değilim:) Bir kısmını klise korosuna benzetiyorum; genel olarak şarkı hem içimi karartıyor, hem de beni rahatlatıyor; öyle garip bir şarkı işte:) Yatağınıza uzanıp dinleyebileceğiniz bir şarkı. Ki ben şu an gecenin üçünde tam olarak bunu yaptığım için bana çok uyuyor:)
Albüm tanıtımı yapmak ne kadar zor bir şeymiş:O Bu yazıya başladığımda saat 23.30'du, şu anda 3.00:O İşin komik tarafı albümdeki tüm şarkıları dinlemek sadece 40 dakika sürüyor:D Ne bu kadar uzun sürdüyse... :D Ama olsun, çıktığı günden beri bu albm hakkında yazmak istiyordum, o yüzden mutluyum sonunda yapabildiğim için:)
Bir albümü satın almaya karar vermeden önce ilk olarak iTunes'tan birer dakikalık kesitlerini dinlerim her şarkının ve kaç şarkıyı sevdiğime bakarım. Ki I Will'i ilk dinlediğimde Black Chocolate hariç her şarkıyı sevmiştim:) Bu gerçekten çok nadir oluyor ve doğal olarak albüm hakkında inanılmaz heyecanlıyım o zamandan beri:D Aylardır deli gibi dinlediğim 2ne1-Crush'ı bile ilk dinlediğimde 10 şarkıdan 7'sini beğenmiştim. Ki I Will'e kadarki favori Kpop albümüm oydu. Şu anda hala albümün altı şarkısını en azından haftada bir defa dinliyorum ve bundan beş ay sonra konuşalım, I Will'in de en az yarısını hala dinliyor olacağıma eminim:) İşin en güzel tarafı I Will rock albümü olduğu için sevgilimin arabasında bol bol açma iznim vaar:D Gerçi her bindiğimde Come Back Home'u da açıyordum ama birkaç hafta boyunca her gün onu dinledikten sonra sevgilim isyan etti:D Umarım Hey Girl'le de aynı sorunu yaşamayız:D Çünkü şu ara Modern Farmer izledikçe bu albümü dinleyesim geliyor, bu albümü dinledikçe de Modern Farmer izleyesim geliyor; bir kısır döngüye kapılmış durumdayım:D

22 Nisan 2015 Çarşamba

Tao ayrılıyor?

Evet millet, muhtemelen hepiniz duymuşsunuzdur; ortalıkta Tao'nun ayrılmasıyla ilgili haberler var. Aslında bu beni hiç şaşırtmadı çünkü Tao'nun şu anki tavırları, olaylar filan Luhan zamanına benzerlik gösteriyor, değil mi? Onun da hasta olduğu, geleceği söylenmiş; sonra gayet sağlıklı bir şekilde futbol oynarken görüntülenmiş (??); sonra da bir anda dava olayı ortaya çıkmış. Aynı şekilde şekilde Tao da ben bu grubu takip etmeye başladım başlayalı hasta. Bir süre fazla yorulmamak kaydıyla aktivitelere de katıldı ama sonra bir anda aktivitelere katılmayı bıraktı. Öyle ki radyo şovu vs gibi kendini yormayacağı aktivitelere bile katılmıyor. Geleceği söyleniyor ama zaman belirtilmiyor. Önce yanında menajeri olmadan sakat haliyle eczaneden (?) çıkarken görüntülendi , üzerinden bir hafta geçmeden gayet sağlıklı ve normal bir şekilde arkadaşlarıyla dışarıdayken görüntülendi. Benzerlikler? Ama Tao'nun Luhan'dan çok büyük bir farkı var: Tao gerçekten ayrılmayacak!
Bu haberi ilk duyduğumda baya baya kahkahalarla güldüm çünkü bunun geleceği çok önceden belliydi. Ama sonra babasının yazdığı mektubu okudum ve wow! Bu olay kimin fikri bilmiyorum ama kiminse acayip zekiymiş. O mektup tam bir medya oyunu. İşin komik tarafıysa neredeyse kimse bunun nasıl büyük bir medya oyunu olduğunu görememiş. Belki de iyi bir medya oyununun böyle olması gerekiyordur, değil mi?:D Hadi biz neyse ama her habere "medya oyunu" yazan Koreliler nasıl kanıp da Tao'ya iyi dileklerini sunuyor ona çok gülüyorum:D Belki de onların ülkelerinde medya oyunu tam bu şekilde yapılmadığı içindir ama bizim ülkemizde tam da böyle acındırılarak yapılır.
O mektubun her bir noktasından yapmacıklık akıyor. Özellikle zamanlaması bunun en büyük kanıtı. Tao'nun sağlığıyla ilgili yeni olan hiçbir şey yok. Hadi sağlığıyla ilgili olsun diyelim, şirketin şu anda ona iyileşmek için zaman vermekten başka yaptığı bir şey de yok. Sanki hasta hasta çalıştırıyorlar da şirketten şikayetçiymiş, peh! Şu anki en büyük olay Lay'in Çin'de kendi stüdyosunu kurması ve babası da mektubun sonlarına doğru Tao'nun yeterince desteklenmediğini, yeterince bireysel aktivitesi olmadığını söylüyor zaten. Komik değil mi?:D Mektuba oğlum çok yoruluyor, artık dayananıyorum diye başlayıp sonra daha fazla iş verilmesini istiyor, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu canım?:D
Ayrıca o mektupla ilgili en büyük şey de Tao'yu bir melek gibi göstermesi... Bunun da gerçekten zekice olduğunu düşünüyorum çünkü eğer Tao bunları kendi yazsaydı herkes ona bencil derdi ama şimdi babasının fikrine katılmayanlar bile "Bunlar Tao'nun düşünceleri değil" diye onu savunuyor. Yani Tao kötü adam olmaktan kurtuldu ve gitse de kalsa da artık çok destek görecek. Daha önce kimse iki yolu birden bu kadar önünde açamamıştı. Başarılı...
Şimdi de neden Tao'nun ayrılmayacağını düşündüğüme gelelim. Bu mektubun tek yaptığı halkın desteğini almak ve SM'i kötü göstermek. SM Tao'nun Çin'deki aktiviteleri konusunda babasıyla görüşme sürecinde olduklarını söyledi zaten. Yani bu mektup işleri hızlandırmak ve istediklerini daha kolay yaptırmak için bir araç sadece. Eğer gerçekten ayrılacak olsaydı bu mektup dava dosyasıyla aynı anda ortaya çıkardı ama ortada bir dava göremiyorum:D Ayrıca Tao'nun EXO'dan ayrılacağını hiç sanmıyorum çünkü Çin'deki antilerinin sayısına bakacak olursak orada tutunması pek kolay olmayacak ve herşeyden öte Tao'nun EXO'nun bir parçası olmayı sevdiğini düşünüyorum. (Bunu iyi-kötü pek çok farklı anlamda söylüyorum ama hepsini açıklamak sayfalar sürebilir, o yüzden bosverin:D )
İşte bunlar da benim bu olay hakkındaki fikirlerimdi. Katılan olabilir, katılmayan olabilir... Ama benim fikrim sabit çünkü bunlara inanmak için yeterince kanıtım var. Bu arada çok laf söyledim ama belirtmem gerek sanırım, bu medya oyununu kötü bir şey olarak görmüyorum. Bu iş dünyası ve yapılabilecek en mantıklı hamleyi yaptılar. Biraz kurnazca, evet, ama iş dünyasında biraz kurnaz olmak gerek , buna da ticaret zekası diyoruz:D Ama yine de keşke bundan etkilenen bu kadar çok kişi olmasaydı... Kpop'un en büyük sorunu fanların bunun bir iş olduğunu anlayamaması. Yakın zamanda da anlayacak gibi görünmüyorlar o yüzden de omuz silkip yoluma devam ediyorum.

Ayrıca konuyla alakasız ama yabancı netizenbuzz sayfasında Luhan ve Wu Yifan fanlarının hangisinin Çin'de daha iyi iş yaptığı-yapacağı konusunda tartışması... :D Yok Luhan'ın 9 CF'i, Kris'in 4 (?) filmi; yok Luhan romantik komedide erkek başrol olmaya uygun değilmiş falan filan:D Çok komikler ya, yok yere tartışma çıkarmaya bayılıyor insanlar... OT 10-12 yetmiyor bir de Kris-Luhan çıkarın, aman eksik kalmasın, bir günümüz tartışmasız geçerse yazık olur:D

20 Nisan 2015 Pazartesi

İlgimi çeken Kpop grupları

Son zamanlarda pek çok grup ilgimi çeker oldu. Zaten düzenli olarak takip ettiğim CNBLUE, Super Junior, EXO gibi gruplar var ve birkaç hafta önce bunlara B1A4'u ekledim. Gerçi B1A4'u sayma:D Onların hem fan sayfası daha az çeviri yapıyor, hem kendileri hiç paylaşım yapmıyor, hem şu anda aktif değiller; o yüzden onların sayfasını günde 2-3 defa kontrol etmem yetiyor ama diğer sayfaları günde en az 10 defa kontrol etmem gerekiyor ve bu geeerçekten çok fazla zaman demek. Ama yine de kendime engel olamıyorum, gün be gün yeni bir grup ilgimi çekiyor:D
Mesela Infiniteee! Hoya'nın Reply 1997'daki delicesine bağlandığım Joon Hee olduğu gerçeği var. Üstüne L'in Shut Up Flower Boy Band'deki en sevilesi kişi olan Lee Hyun Soo olduğu gerçeği var. Woohyun desen Toheart<3ben diyorum:D Sunggyu da Kyuline'da, Fluttering India'da var, sesi çok güzel; daha nolsun:D Diğerlerinin adları dışında pek bir şey bilmiyorum gerçi ama bunlar bile benim grubu takip etmem için yeterli:) Üstelik bir de geçenlerde Debut showcase'lerini izledim, Vuu diyorum, cidden müthiş bir senkronizasyonları var. Şekil 1a:
Gerçi şarkıyı beğenmedim ama itiraf edelim, takip ettiğim hangi grubu şarkıları için takip ediyorum ki:D (Şarkılarını beğendiğim FT Island, 2ne1 gibi grupları da takip etmiyor, sadece şarkılarıyla ilgileniyorum; sanırım benim yapım böyle:D ) O yüzden grubu takip etmeye "şu kadar" yakınlıktayım ama daha B1A4'a yeni geçtiğim için biraz bekletiyorum. Bir de tüm bu SM-Wollim anlaşması filan, biraz karışık bir fandom var benim görebildiğim kadarıyla. Elimdekiler yeterince karışık zaten, bir başka karışık fandomu ruh sağlığım kaldırmaz:D

Bunun dışında TVXQ/JYJ var ilgimi çeken. Ben onları Super Junior'la çok yakın oldukları için daha önce de defalarca görmüştüm zaten ama Jaejoong'u çok yakışıklı bulmak dışında ilgilenmemiştim pek. Yoochun da iyi bir oyuncu, Sungkyunkwan Scandal dizisinde beğenmiştim, şimdilerde de Sensory Couple'da beğeniyorum baya. Ayrıca Changmin'in de çok tatlı olduğunu fark ettim geçenlerde. Ben her gördüğümde yanında Jaejoong olduğu için parlayamıyormuş çocukcağız:D Bir de tıpkı Kyu gibi evil maknae olunca ilgimi çekti doğal olarak:D Ama bunlar bile tam olarak gruba ilgimi çekmemişti kiiiii, bu şarkıyı dinleyene kadar:
Belki ben depresif bir modda olduğum için öyle ama bu şarkıya (Drunken Truth) aşık oldumm! Bu şarkının 8 farklı kişiden 10 farklı versiyonunu dinledim arka arkaya ve en beğendiğim versiyon bu oldu. Yani aslında bu ve orjinali oldu ama onu bilmenize gerek yok, lütfen buna odaklanın ve bu zamana kadar nedense sadece oyunculuğuyla grubu öne çıkarmak için grupta olduğunu varsaydığım Yoochun'un ne kadar mükemmel bir sesi olduğunu ve duyguyu ne kadar harika bir şekilde verdiğini dinleyin:) Lütfen altyazıyı da okuyun ama, şarkının güzelliği anlamında çünkü. Ve bunu bu kadar iyi yansıtan Yoochun'da:) Sensory Couple'da da azıcık duygusal bir karakteri olsa Yoochun'a aşık olmam kaçınılmaz olurdu:D
Neyse işte, yine B1A4'a yeni geçtiğim için ve tüm bu ayrılık olaylarından dolayı takip etmeye cesaret edemediğim bir grup. Ama şarkılarını dinlemeye başlayabilirim.Bir göz atmam gerek cidden, belki gerçekten seveceğim şarkıları vardır:)

Son olarak da Shinee var:) Bir kere Onew de Drunken Truth'u söylüyor ve gerçekten çok iyi:) Sonra Taemin var, neredeyse her taşın altından çıkan:D Bunu kötü bir anlamda demiyorum bu arada, sadece gözüme takılıyor sürekli bir yerlerde:) Minho Kyuline'da, Fluttering India'da var; üstelik de daha önceden de Donghae'msi (böyle hafif şapşal ama sevimli:) ) tavırlarıyla ilgimi çekmişti. Key desen Toheart diyorum, üstelik şu ara Jungshin'le birlikte program sundukları için yine sürekli gözümün önünde:) Son olarak da Jonghyun'un bazı... Iııı... Fan service diyelim? Başka türlü kurtarılacak resimler değildi çünkü:D Gerçi bence fan service'le bile kurtarılmıyor ama neyse işte, o tarz resimlerini görünce tamam dedim, ben bu grubu takip etmeliyim:D
Cidden grubun her bir üyesi beni Shinee'ye doğru çekiyor:D Kendime engel olamıyorum:D Bir süre daha geciktirebilirim ama belli oldu, bir gün mutlaka Shinee takip etmeye başlayacağım:D Bu üç grup arasından beni en çok çeken o çünkü şu ara. Hatta bu yazıyı yazarken resimlere tekrar bir bakıyım dedim hatırladığım kadar mıymışlar diye ve wow! Hatırladığımdan bile beter çıktı, gece gece gözlerim yuvalarından fırladı resmen:D Hayır, tabi ki bloguma koymayacağım, burayı +18'e çevirmeye hiç niyetim yok:D Siz de bakmayın, ayıp ayıp:D

Neyse işte, bunlar da şu ara ilgimi çeken gruplardı:) Yazmak istediğim, bahsetmek istediğim çok şey var daha. Umarım biraz daha boş olduğum bu cerrahi günlerinde hepsini yazmaya fırsat bulabilirim:)

Donghae: Su vs Mikrofon:D

Bu video'yu geçen gün gördüm. O zamandan beri de benim arada açıp izlediğim ikinci Eunhae video'su oldu. Böyle bir tatlılık olamaz ya:D
Video'yu Türkçeye çevirsem miiii, çevirmesem miii...  Çok başım ağrıyor gerçekten ve çoğu kişinin çevirisiz anlayabileceği basitlikte cümleler. Ama yine de hani yanlışlamaya bloguma giren 1-2 kişi oluuur, onlar da hiç İngilizce bilmiyordur, mazallah anlayamazlar, sonra naparlar diyerekten çeviricem:D
Aslında bir noktaya kadar bir önemi yok, bildikleri üç beş kelime Japoncayı satmaya çalışan bir Eunhae var:D Suların üzerine yazdıkları harfleri gösteriyorlar, "Benimki E" "Benimki D" "Ben E'den sorumluyum" "Ben D'den sorumluyum" "Bu E suyu" vs muhabbeti:D Sonra gayet net de görüldüğü gibi Donghae su yerine mikrofonu ağzına götürüp içmeye çalışıyor:D:D Allahım hala kopuyorum gördükçe ya:D Salak resmen bu çocuk:D Ayrıca Donghae'nin utandığında başını bir yerlere gömüp yüzünü kapatmasına da bayılıyorum:)
Neyse efenim; tabi ki hem Eunhyuk, hem de fanlar yarılıyor:D Sonra Eunhyuk "Aptal mısın? Mikrofonu içemezsin. Suyu içmen gerek." diyor, sonra da 2 yaşındaki bir çocuğa anlatır gibi göstererek anlatmaya başlıyor: "Bu mikrofon. Bu su. Bu su. Bu mikrofon. Hangisini içmen gerek?":D Tabi ki uslu çocuğumuz Donghae suyu işaret ediyor ve sonra Eunhyuk "Evet, doğru. Bunu iç." diyerek suyu veriyor ve tekrar baba pozlarına girip açıklamaya devam ediyor "Bu mikrofon. Mikrofon "Aa, aa" yapmak içindir. Bu su.":D:D
En son "Bu çocuk adam olmaz" gibi bir ifadeyle iç geçiren bir Eunhyuk'la video bitiyor:D Ve ben video'yu tekrar tekrar izlemeye devam ediyorum:D Eunhae beni çok güldürdünüz ya:D Donghae niye bu kadar şapşal olmak zorundasın?:D Ne zaman Eunhae video'su izlesem aynı şey oluyormuş gibi geliyor; Donghae bir aptallık yapıyor, Eunhyuk onunla uğraşıyor ve bunlar böyle tatlı tatlı geçinmeye devam ediyorlar:D Umarım daha uzuuuun süre böyle tatlı tatlı geçinmeye devam edersiniz:)

Not:Çevirirken bana çok saçma geldi, A1 seviyesinde filan çünkü. Muhtemelen kimsenin ihtiyacı olmayacak ama olsun, ben izlediğim/okuduğum anlatmayı sevdiğim için "çeviri" adı altında anlatayım video'yu dedim:D

19 Nisan 2015 Pazar

Jong Hyun'dan Seung Yeon'a ithafen video??

Az önce Jonghyun-Seung Yeon çiftinin dördüncü ve beşinci bölümlerini izledim ve tek diyebileceğim Wow!! Aslında bir sürü resim indirdim ve bu gidişle bilgisayarımda onlara özel bir albüm oluşturmak zorunda kalacağım ama sizinle hepsini paylaşmayı düşünmüyorum:D Aynı sahneden elli tane resim indirmiş olabilirim de azıcık:D





Bunlar an be an daha çok yakınlaşıyor, birlikte daha rahat oluyorlar ve benim en başta utangaç olduğunu düşündüğüm Seung Yeon bile skinship kurmak için çaba gösteriyor, cesurca Jonghyun'un elini tutmasını istiyor ya, daha ne diyeyim ben:D Ama yatakları ayırmayaydın iyiydi Seung Yeon'cuğum, yemezdi ya seni çocuk:D Yazık yavrum uyuyamadı bile:D


Dördüncü bölümün sonunda MC'lerden biri şey demişti: "Ben Jonghyun'un ailesinin yerinde olsam onları evlendirirdim. Oğlum ondan bu kadar çok hoşlanıyorken..." :D Hahah, yalan olmasın, ben de evlendirirdim:D Hani WGM'de olan şeylere o kadar çok inanıyor değilim ama Jonghyun'un ondan ne kadar hoşlandığını görmemek için kör olmak gerek. Ya bu ya da Oscar'lık bir oyuncu. Kimse aşk sarhoşu rolünü bu kadar güzel oynayamaz:D Hadi programda tamam rol yapıyor diyelim ama tüm o instagram şeyleri?! Kız bir resim yollayıp "Benimle kiraz çiçeklerini görmeye gitmek isteyen el kaldırsın" diyor, hem resmi beğenip, hem altına klasik "Yeppo" lafını yazıp, hem de gidip damlara çıkıp el kaldırarak video çekiniyor, üstelik de bunu "Karıcığım? Benden başka kiminle gideceksin?" diye paylaşıyorsun??? Manyak mısın oğlum sen?:D Gerçekten ilişkisi olsa bile bunu kaç erkek yapar Allah aşkına?:D Yalnız buradan iyi prim yaparsın yavrucum, aferin sana. Bu romantik erkek imajını bir oturtabilirsen, vuhuu, buradan baya yürürsün:D Ben de zannedersin şirketlerin image maker'ıyım, her ünlü için şöyle yapsın böyle yapsın, şu programa katılsın, şundan bahsetsin diyip duruyorum; sanki onları popüler yapsam elime bir şey geçecek:D Gerçi olsun, netizenbuzz'daki kötü yorumları görmemek bile büyük bir başarıdır ama tabi benim kendi kendime yaptığım planlarla bir halt olmadığı için... :D Gerçi Jonghyun şu ara netizenbuzz'da fena gitmiyor sanırım...
Neyse bu yazının esas konusa gelirsek...:D Az önce beşinci bölümü izlerken Seung Yeon Jonghyun'un gözlerine iltifat etti, Jong Hyun da burnunu kırıştırıp çok tatlı bir ifadeyle "Sen daha güzelsin" gibi bir cevap verdi. İşte bu burun kırıştırma hareketini Seung Yeon çook tatlı buldu ve "Bunu çok sevdim. Daha çok yap." filan diyerek tekrarlattı hareketi:) Bunun üzerine geçen günkü Jonghyun weibo video'sunu hatırladım, çok bariz bir şekilde o hareketi yaptı ve yazdığı şey de "Görüşmeyeli uzun zaman oldu" !! :D LOL! Ben bundan sonra Jonghyun'un her SNS paylaşımında Seung Yeon'a bir mesaj ararım valla, kuşkulanmadım değil:D Bakmak isteyenler için Weibo video'sunu koydum ama diğer konuşma için WGM'yi izleyin diyorum:)
Neyseeee, onlara hayırlı işler o zaman, ne diyeyim:D
Şaka bir yana bence çok tatlılar, umarım uzun ömürlü bir ilişkileri olur:) (on/off screen:D ) Yeni bölümleri merakla bekliyorum:)

14 Nisan 2015 Salı

Sinirlenmeden Netizenbuzz Okuma Klavuzu:p:D

Son zamanlarda bazı haberler sinirimi bozuyor. Öncelikle EXO Lay'e karşı yapılan "Sürekli Çin'de, yakında ayrılır" haberleri, sonra Tao için "Aslında sakat değil ama programlara katılmıyor, kesin ayrılacak" haberleri... Sonra Lay'e Çin'de açılan stüdyo için "Lay SM'i ayrılırım diyerek tehdit ediyor, o yüzden stüdyo açtırabildi" haberleri... İnsanlar cidden ne kadar ön yargılı ve ırkçılar. O zaman JYJ ayrıldı diye tüm Koreli SM sanatçılarına da her an ayrılabilir muamelesi yapalım. Sonuçta 3 Koreli ayrıldı... Ne kadar saçma...
Bundan sonra Leeteuk için çıkan haberler var ki aslında son derece saçma ve Türk ELF çok güzel savundu ama yabancı sitelerdekiler hemen etkilenip Leeteuk'a veryansın etmeye başladılar bile. Ki haber dedikleri şeyin en yenisi 3 yıl önce, çoğu yanlış aktarılmış (öyle güzel edit'lemişler ki olayların orjinalini bilmeyen biri çok kolay nefret edebilir Leeteuk'tan), doğru aktarılanlar da olabilir, neden olmasın? 10 yıldır ünlü olan bir insandan bahsediyoruz. Bunda da kötü davranmış diyebileceğin 3-5 şey bulamıyorsan o işte bir sorun vardır zaten:D Ayrıca bunun Leeteuk'un bir çok yerde MC'liğe başladığı, eski popülerliğini geri kazanmakta olduğu bir zamanda yazılması da ayrıca ironik:D
Son nokta olarak da Chanyeol'un dalga geçmek için söylediği iki cümleyi alıp haber yapıp, üzerine bir de #exolwantschanyeoldead tag'i başlatılması!! Yok artık gerçekten de. Hadi #sungminout filan neyse de ne demek "ölmesini istiyoruz" ya, bu nasıl bir mantıktır. Bunu yazan insanların psikolojilerinin normal olduğunu düşünmüyorum. Ki olay da sooon derece saçma. Her allahın günü hem Baek hem Yeol'un sırayla neredeyse her üyeye yaptıkları ezerek dalga geçme (kısaca teasing işte, türkçeye tam çeviremedim:D ) olayını sanki sadece Yeol'un Suho'ya yaptığı, Suho'nun da alındığı (ki gayet de gülüyor o lafların üstüne) bir olaymış gibi lanse etmeleri... Hıı canım, evet, oldu, tabi...
Burada ayrı bir paragraf açıp belirtmek isterim ki sürekli sevgilim ve onun erkek arkadaşlarıyla takıldığım için bunu rahatça söyleyebilirim, erkekler hep böyle şakalaşıyor. Hayır yani birinin bir iki seri eski telefonunu yerden yere vurmalar mı, arabası yok diye yerin dibine sokmaları mı, sevgilisi yok diye söylediği her cümleye cevaben bu konuda taş atmaları mı... Ben olsam belki biraz kırılabilirdim, kızlar böyle konularda daha hassas ama onlar öyle değil. Sırayla herkesle dalga geçiliyor ve dalga geçenler yarılırken dalga geçilen iki küfredip bir sonraki cümlede atağa geçiyor. Onlarla biraz fazla takılınca siz de onlara benzemeye başlıyorsunuz, şu an ne zaman ağzımı açsam birini eziyorum:D
Evet, neyse, nerede kalmıştık? Gereksiz ve sinir bozucu bazı haberler diyordum... Bunlardan sonra Netizenbuzz'u kullanma klavuzu geliştirdim kafamda:D Bir kere Naver en geniş kapsamlı ve en nötr site. Beğeni sayısına bakınca görülebilir zaten kaç kişinin orada takıldığı. Nate ise tamamen antilerin toplandığı, "Aman biri hakkında bir şey dense de hepimiz laf atsak" diye bekledikleri site. Dolayısıyla Nate'deki kötü yorumları takmıyorum artık. İnstiz ise cidden çok pozitif, neredeyse hepsi sevgi pıtırcığı. O yüzden orada yazılan yorumları da ciddiye almamak gerek, geneli yansıtmıyorlar çünkü. Dediğim gibi, geneli en yansıtan Naver.
Bunun dışında yorumun nerede yapıldığı değil makaleleri kimin yazdığı da çok önemli. Mesela yazının başında Pann görüyorsan inandırıcılık değeri %50'ye düşsün bir. Pann yazarlarını kimlerden seçiyor bilmiyorum ama tamamı anti, o kesin. Nerede böyle sinir bozacak bir haber var, kesin Pann. Ha sonra Leeteuk'u savunan haber de Pann'daydı gerçi ama kızın dediğine göre birkaç defa silinmiş yazısı. Yani sanırım profesyonel bir yazar kadrosu değil, önüne gelenin yazı yazabildiği bir nevi blog sitesi mi oluyor? Bana öyle gibi geldi. O yüzden de oradaki öznel haberleri okuyup gerilmeye hiç gerek yok diye düşünmeye başladım.
Ayrıca yabancı fanların Türklerden daha katı, daha netizenvari olduğunu da fark etmiş bulunmaktayım. Belki de o sitede Koreli Çinli filan da çoğunlukta olduğu içindir ama herkes hemen birilerini ezmek için fırsat kolluyor. "Leeteuk Kyuhyun'u eziyor" oldu, herkes hemen "Kyuhyun çok acı çektiiiiii" moduna girip Leeteuk'u ezdi, hatta arada yok bizim lidere yardım etmedi çıkış yaptığında, yok zaten şöyle demişti böyle demişti, zaten Yesung/Shindong/Siwon da böyle böyle yaptı gibi farklı farklı olaylar ortaya attı. "Chanyeol Suho'yu eziyor" oldu, herkes bir Suho fangirl'ü kesildi. Neymiş çok yakışıklıymış, kasları süpermiş, gayet de popülermiş. Bir de şu Chanyeol'den daha popüler, bu Chanyeol'den daha popüler, zaten Chanyeol hep böyle sinsi moduna girenler çıktı. Arkadaş ne meraklılar düşene bir tekme daha atmaya ya.
İşte bundan sonra bunlara dikkat ederek Netizenbuzz okuyacağım. Pann'ın haberlerini salla gitsin. Naver geneli temsil ediyor, Nate'i boşver. Yabancı sitede çok yorumlarda takılma, yoksa kafayı yersin. Bunlara uydun mu kolay:D Öbür türlüsü ruh ve beden sağlığı için sakıncalı:D

13 Nisan 2015 Pazartesi

WGM, WGM, WGM!!

Az önce WGM'yi izledim ve "Wow wow wow wow!!"
Bu programı seven tek ben miyim?? Facebook'ta çok fazla negatif yorum görüyorum hem programla, hem de Jonghyun'un katılmasıyla ilgili... Ki insanların neden bu kadar karşı olduğunu anlamıyorum. Tabi ki bu bir program, tabi ki rol yapıyorlar, tabi ki gerçekten aşık olmuyorlar; bunun herkes farkında (ya da en azından çiftler programdan ayrılınca fark ediyorlar:D ). Ama bununla sorununuz ne? Ha bir dizide rol almış ha bu programda, sonuçta ikisinde de karşısındakine aşık rolü yapıyor ve ikisinde de biz onları izleyip "Ay, çok tatlıııı" oluyoruz:D Ben şahsen WGM'leri seviyorum çünkü en azından kendi karakterlerini ortaya koyuyorlar. Evet rol yapıyorlar mutlaka ama temel yine kendi karakterleri. Mesela Hong Ki:D Acayip nev-i şahsına münhasır biri değil mi?:D Onların WGM'si en sevdiğimdi ama ne yazık ki çok kısa sürdü. Sonra Jung Joon Young var. Şapşal ya, Allahım yarabbim, tam bir ergen o çocuk:D Onu da sevmiştim baya. İzlediklerimden bir tek Yong Hwa-Seo Hyun çiftini sevmemiştim sanırım çünkü kız bana itici geliyor ve Yong Hwa'nın da o programda çoook fazla rol yaptığını, kendini fazla kastığını düşünüyorum. Gerçi haklı çünkü yıl 2010, daha yeni çıkış yapmışlar, insanlara kendini sevdirmesi lazım filan ama ne biliyim... Yong Hwa'nın kendi 8 yaş zeka seviyesinde davranmasını seviyorum sanırım:D
Neyse, bu WGM'ye dönecek olursak... Önce Jonghyun ve Seung Yeon'un kısımlarını izledim ki çoook tatlılardı:) Sert Busan erkeği, odun Jonghyun'un yüzünde aptal bir sırıtışla "Çok güzelsin" "Sana ilk görüste aşık oldum" "Gözlerin çok güzel" gibi cümleler kurması... :D Gerçi ben böyle bir şey bekliyordum çünkü kendisinin ünlü olmadan önce (19 yaşındayken ünlü olduğunu da hatırlatırım) 10 tane sevgilisi olduğu için... Sonuçta o kızlar kendi kendilerine gelin güvey olmadıklarına göre bizimki de azıcık çapkınmış, hadi itiraf edelim:D (Ben bu 10 sevgili olayını hangi programda duymuştum?? O kadaaar uzun zaman oldu ki şu an hatırlayamıyorum ve yanlış bilgi vermek istemiyorum:s Ama sayının fazla olduğuna eminim, zaten kızlarla en ilgili üye olarak da Jonghyun'u söylememişler miydi bir programda?:D ) Ayrıca Jonghyun programlarda Busan aksanı yüzünden konuşamayan o çekingen ve soğuk insan değil ki artık, şimdi çok daha rahat kamera karşısında. O yüzden tam da beklediğim gibi davrandın Jonghyun, aferin sana!:D
Aslında sadece onu izleyecektim ama sonra dayanamadım veeee... Henry!!!!! Kıh kıh kıh kıh kıh kıh kıh!!!:D:D:D Henry çoooook tatlı değil mi?:D Henry çok sıcakkanlı, doğal ve pozitif bir insan. Bunu fanlarıyla iletişim kurarken bile görebiliyorsunuz ama bu programla daha çok ortaya çıktı bence. Tabi ki onların kısmını izlerken "Yaaaa, Henry!!" dediğim bol bol yer oldu ama genel olarak beni çooook eğlendirdin Henry:D Neyse ki Yewon da çok doğal biri gibi görünüyor da pek sorun çıkmadı ilk buluşmalarında ama nedense Seung Yeon ve Henry'yi yan yana oturtamadım kafamda. Seung Yeon'u ilk defa gördüm ama Henry'nin bu yarı aptal yarı çatlak kişiliğine uyum sağlayamaz gibime geldi:s


Bundan önceki kısım WGM'nin yayınlandığı ilk hafta (4 hafta olmuş mu?:O ) önce yazılmıştı. O zamandan bu zamana bu konuyla ilgili düşündüklerimi hızlıca özetliyorum:
2. bölümde Henry ve Seung Yeon'un bilmem kaç yıllık arkadaş çıkması!!?:O Ben şok. Ayrıca o bölüm Yewon-Jonghyun çok tatlılardı, ben şahsen umarım Yewon'u seçer dedim (Allahım iyi ki beni dinlememiş:D ) ama bizimkinin gözü "güzel" Seung Yeon'dan başkasını görmeyince:D Henry ikinci bölüm beni biraz uyuz etti, önce Seung Yeon'un yanına gitti ki bence cidden de onu seçecekti ama neyyyse:D
3. bölümde Henry-Yewon çifti yoktu (malum Yewon'un olaylar olaylar... Bilmeyen varsa "Yewon-Lee Tae Im skandalı" diye aratsın, her yerde bulur zaten:D Hiç anlatamayacağım, gına geldi haftalardır aynı muhabbetten...), Seung Yeon-Jonghyun da Japonya'da aşk dolu bir balayı geçiriyorlardı. İlişkimde üç buçuk yıl bitti, yemin ederim bu kadar çok "güzelsin" kelimesi duymadım üç buçuk yılda:D Yeppo diye diye dillerinde tüy bitti, tamam yeter, anladık, kız çok güzel-_- Bu tepkime bakmayın, bence çok şeker bir çiftler. Hongki'yi sollayıp favori WGM çiftim olmak üzerelerdi kiiii Leeteuk!!... Ona birazdan geleceğim:D
3. bölüm çok ortada bitti (Ben normalde hep bitmiş WGM'leri izlediğim için böyle bir şey yaşamıyordum, zaten bölümleri çerez niyetine arka arkaya attığım için:D ), nedense sonra da devamını getirmedim, kaldı öyle:D Ama izleyeceğim en kısa zamanda. Gerçi zaten Yewon sağ olsun, WGM reytingleri dipte. Yayından kaldırılma durumu olabilir, bakalım, hayırlısı...
Yewon demişken yanarım yanarım da Henry'ye yanarım. Kuzum benim ya, çok şanssızlık oldu bu. Çok stabil bir popülerliği ve kariyeri yok zaten, bu da iyice tuz biber oldu. Millet Jaerim'i yine seviyor iyi niyetli olduğu için ama Henry'ye aynı iltiması göstereceklerini düşünmüyorum. İkisinin durumu biraz farklı çünkü. Aman neyse, umarım daha fazla batmadan kurtarırlar şu durumu. Yewon keşke özür dileseydin be annem, belki bu kadar tepki almazdın... Bu arada belirteyim, ben Yewon'un bu kadar üstüne gidilecek bir şey yaptığını düşünmüyorum. Ha sonradan yalan söyleyip kendini melek gibi göstermesine lafım yok ama o da daha çok şirketle ilgilidir diye düşünüyorum. Ay neyse, cidden baydı bu konu...
Gelelim WGM'nin benim açımdan istisnasız en güzel çifti, gerçek hayatta çıksalar düğünlerine gidip çeyrek altın takacak kadar kanımın kaynadığı, beni böyle saçma bir programda bile ağlatmayı başarabilen yegane çiftimize: Leeteuk-Kang Sora! Ben bu programla Leeteuk'a aşık oldum, kabul ediyorum. Böyle mükemmel, böyle romantik, böyle düşünceli bir erkek olamaz. Evet olamaz, muhtemelen büyük bir kısmı rol ama yıllar sonra bile Sora'yla araları iyi olacak kadar kızı etkileyebilmişse demek ki gerçeklik payı da varmış. Bana inandırıcı gelmeyen birkaç şey var, onun dışında neredeyse her şeye yalansa bile kanmaya razıyım, sorun yok:D İlki o Super Junior üyelerini aldıkları bir küsür saatlik bölüm... Cidden beni baya bir soğuttu programdan. Çoook yapmacıktı, çok gerçek dışıydı, çok senaryoluydu. Leeteuk-Kang Sora çiftinin doğal havasını bozdu. (Doğal hava demişken çok aklıma takılan bir şey var. Ben bundan daha eski de daha yeni de WGM'leri izledim. İkisinde de tanışır tanışmaz ev veriyorlardı çiftlere. Bir tek bu zamanda mı önce tanıma aşaması, sevgililik, sonra ev şeklinde gidildi?? Öyleyse bile çok iyi olmuş, kesinlikle gerçekçiliği arttırdı. Bir de Sora'nın ailesi gerçekçiliği arttırdı tabi:D )
İkinci yapmacık olan kısım da Leeteuk'un Sora'yı öpememesiydi. Evet Leeteuk utangaç, evet Leeteuk çabuk kızarıyor, evet Leeteuk çok heyecanlanıyor ama bir yıl evlilerdi ya, artık bir noktada öpüşme olması gerekmiyor muydu?? Ki en başta çok hevesliydi hevesliydi, sonra nedense tüm fırsatları bile bile kaçırdı. Bana sanki Sora WGM'de öpüşme olmasın demiş gibi geldi. Gerçi filmlerinde dizilerinde filan var ama nedense WGM insanlara daha gerçekçi geldiği için... Gerçekçi demişken hemen "Leeteuk'un evlilik teklifiiii!!!!"  diyorum ve yine mest oluyorum. Hayal edip edebileceğim en güzel, en romantik evlilik teklifi. Defalarca filmlerde gördüm ama bunu gerçekten yapması!!... Leeteuk gözümde 10 kat büyüdü, hem romantikliği hem de cesareti bakımından... Eğer merak ettiyseniz lütfen sizi youtube'a alalım:D Hatta bence herkesi youtube'a alalım çünkü izlenmesi gereken bir WGM.
Bunu geçecek olursak arada bir Jinwoon WGM'si izlemeye başladım (Jinwoon'u Marriage, Not Dating'de çoook beğenmiştim, üstüne bir de Dream High 2'de izleyince neden olmasın dedim:D ), tam böyle "Ben bunu izleyeyim ya. 2AM mi takip etmeye başlasam?" diyordum kiiii 2AM dağıldı:D Elimi attığım grubu kurutuyorum, hadi hayırlısı:D Bunun üzerine o WGM de kaldı ama devam etmeyi düşünüyorum ona da. Partnerini de seviyorum Twelve Men in a Year'daki egzantrik karakterinden dolayı... Yakışıyorlar baya bence^^
Bunun dışında WGM bakımından Gain'inkine başlayayım dedim ama çook eskiydi, ilk bölümün yarısında görüntü kalitesi canıma tak etti, bıraktım:D Jang Woo-Eunjung var bir de listeme aldığım, belki ilerleyen zamanlarda ona da başlarım. Ha bir de Heechul var, yakınlarda çoook sevmeye başladığım. Onun WGM'sinde Gunhee de yer alıyor sanırım biraz. Sırf bu yüzden onunkini de izlemeyi düşünüyorum:D Gunheechul Eunhae'den sonra ikinci favori çiftim olabilir de:D Şu ara onlara biraz sardım, çok sevimliler birlikte:D
Bunun dışında WGM'nin Çin versiyonuna mükemmelliğin tanımı için doğmuş, bu adam nasıl bir kızla olabilir diye düşünüp düşünüp bulamadığım Siwon ve benim gibi düşünenlerin kafa patlatıp bulduğu Victoria's Secret mankeni Liu Wen'in katılması!! Acayip uyumlu bir çiftler, birbirlerini tamamlıyorlar baya. Çevirisini bekliyorum, Siwon'un nasıl bir koca olacağını görmek için ölüyorum! O konuda da mükemmelse diyecek bir şey yok:D
WGM'yle ilgili konuşulabilecek herşeyi konuştum sanırım:D Artık yeter bu kadar yazmak, başka bir yazıda görüşmek üzere... :)

9 Mart 2015 Pazartesi

Eunhyuk'un Dansla İmtihanı:D


Aslında bu dünün programı ama ben bugün izledim ve yarıldım gülmekteeen!!:D:D:D The Beat Goes On sırasında Eunhyuk'un önde dans ettiği (etmesi gereken:D ) bir yer var ama kendisi (sözde grubumuzun dance machine'i:D ) kayıp poposunun üstüne yapışıveriyor:D Allahım ne komik sahne ya, başa sarıp sarıp izle:D
Ayrıca orada bir Eunhae moment gördüm sanki<3 Geçen Sukira'da da abanmışlar sanırım skinship'e, onu da izlemeliyim en kısa zamanda:D Sadece Eunhae skinship'lerinin olduğu bir videosunu izledim, Allah aşkına biri şu programı İngilizceye, Türkçeye, Latin alfabesi içeren herhangi bir dile çevirsin, tamamını izlemem gereeek:D İlgisini çekenlere: https://www.youtube.com/watch?v=IHC0YNJERgM Resmen video'yu indirdim, izleyip izleyip kelebekler uçuşturucam midemde:D (Allahım nasıl fangirl'üm, kahretsin:D )
(Fangirl'lüğe devam:D ) Ayrıca bu şarkı (The Beat Goes On) başka birinin mi şarkısıydı?? Bana nasıl bu kadar tanıdık ve hoş gelebilir?? Donghae&Eunhyuk'un beğendiğim tek şarkısı Still You'ydu (O da nasıl şeker bir şarkıdır ya, Eunhae aşk klibi resmen:D İzle izle mutlu ol:D ), şimdi bunu da seviyoruuum. Nakaratı akılda kalıcı ve eşlik etmesi zevkli:) (Merak etmekteyim, sıkı bir Eunhae fanı olmasaydım bu şarkıyı beğenir miydim, hmm, düşündürücü... :D )
Son olarak Eunhyuk'un düşüş anını bir sürü resme fotoşop'lamışlar, acayip komikleri vardı:D Gülmek için birebir:D Eunhyuk ya, şapşal:D Hala hatırlayıp hatırlayıp kopuyorum, bu beni daha baya güldürür:D Akşam akşam çok eğlendim, umarım siz de izlerken eğlenirsiniz:)

2 Mart 2015 Pazartesi

Kpop Dünyasından İlgimi Çekenler...

Merhaba millet!:) Yine yeni yeniden izlediğim dizileri anlatmıyorum:D Ya valla iki ay geçti gitti, ben hala yazmadım, dört buçuk güzel dizi var taslaklarda bekleyen ama nedense enerjim yok onlarla uğraşmaya. Ha bunu yazmaya nasıl enerjin var derseniz bunları düşünmeden tak tak tak yazıyorum, oysa özenilmiş bir dizi yazısı yazmak öyle mi... Dünküler gibi kısa da kesebilirim tabi ama o zaman da o dizilere yazık olur, o yüzden enerjim gelene kadar bekleyecekler, el mahkum:D
Neyse efenim, gündemden haberler verecek olursam... Facebook'taki NETIZENBUZZ TURKEY sayfasını takip ediyorum birkaç haftadır. Cidden çok eğlenceli bir sayfa. Kore magazin haberleri; bunları yorumlayan klavye silahşörü, yarı üşütük Koreli netizenler ve altta yorum yazan çoğunlukla Oppa'cı, bazısı da sırf kavga çıkarmaya gelmiş Türk koreseverler... Oku oku kop:D Ayrıca Yeppudaa dergi'de röportajını okuduğumdan beri bu sayfayı hazırlayan kişiye karşı sempatim var:) "Çevirip paylaştıklarımı benim yazdığımı zannedenler oluyordu, çok nefret yorumu alıyordum ama artık azaldı" demişti, geçen gün gördüm ama ben de bir tane, çok komikti:D
Tabi bu sayfayı okurken sadece gülüp eğlenmiyor; ayrıca bol entrikalı aşk hikayeleri (KHJ ve A olayı, baya heyecanlı gidiyordu dizi, yarıda kaldı:D ); A'lı, B'li, C'li, D'li gizemli dedikodu haberleri (netizenler değil de bizimkiler nasıl dedektifçilik oynuyor ya, bir de öyle haberler var ki ağzım açık kalıyor, şok şok şok resmen:D ) ve son çıkan şarkılar, yeni programlar vs gibi bilgiler de ediniyorum:) Yani baya faydalı ve yeri geldiğinde komik (daha çok netizenler ve işte bizim oppa'cı cemiyet), yeri geldiğinde heyecanlı (o dedikodular bir gerçek çıksa, off. Ayrıca şu A da bebeği bir kanıtlasın artık ya, tüm özel hayatlarını öğrendik bir bebek var mı yok mu öğrenemedik:D ), kısacası mükemmel bir sayfa:) Gerçi ben İngilizce olanını da okuyorum yabancılar ne düşünmüş öğrenmek istediğim yazılar için ama yine de Türkçe sayfası çok güzel, çevirenlerin eline sağlık:)
Tamam, fazlasıyla reklam yaptığıma göre artık susabilirim:D Son zamanlarda WGM'ye alınacak yeni çiftlerle ilgili çook haber var. Jonghyun zaten bir haftadır dönen mevzu ama Henry bir anda şak diye önümüze konuldu, neye uğradığımı şaşırdım:D Ama acayip rahatladım çünkü Henry'nin o pişmanlık dolu sesiyle bıraktığı "Gelecekte ne olursa olsun hep fanlarımı düşüneceğim ve hep kalbimde olacaklar. Sizi hep seveceğim. Yani, benden nefret etmeyin" temalı voice message'ından sonra nasıl korktum kesin bunun büyük bir skandalı patlayacak, ortalık fena karışacak diye ama çıka çıka WGM çıktı:D Ne tatlı çocuk bu ya:) Çok düşünceli, kuzum benim:) Bizim odun Jonghyun çekimlere (buluşmaya) gitmiş ama hala bir ses seda vermiyor, gör de biraz feyz al:D Gerçi Henry zaten bir fan service pıtırcığı, Jonghyun da odunlar kralı; bir Henry olmasını beklememiz hata olurdu:D
Neyse, öncelikle söylemeliyim ki ben WGM'ye bayılıyorumm. Gerçi sadece üç tanesini izledim: Yonghwa, Hongki ve Jung Joon Young ama olsun, seviyorum işte programı:) Bazı oppa'cı fanlar ciddi anlamda kıskançlıklarından (ki gülüp geçiyorum sadece), bazı fanlarsa programı seviyesiz buldukları için bias'larının katılmasını istemiyor ama ben çok eğleniyorum bu programı izlerken ve hem Henry hem Jonghyun aynı anda mı!?!O.o Her hafta oturup izleyebilirim:D Gerçi Yonghwa'nınki SNSD ve Seohyun nefretimin başlangıcı olmuştur ama bunu tamamen kızın tavırlarından dolayı diyorum, yoksa Hongki'nin eşine cidden bayılmıştım. Bu arada ne sevimli bir çiftti onlar ya, yarıda kesilmesi yazık oldu:/ Umarım bu kızlar da tatlıdır (kim olduklarını hiiiç bilmiyorum) da zevkle izlerim:)
Bu arada sevgili Jonghyun'un taaaam da aslında olması gerektiği gibi bir vampiri canlandıracağı yeni bir dizisi, bir de Kyu'yla çekindikleri bir programı var; söyleyeyim de merakla bekleyin benim gibi:D Yalnız o program tek bölümlük müydü?? Bir kere gittiler Hindistan'a, iki gün kalıp döndüler, bir daha da lafı çıkmadı:/ Neyse canım, WGM'de bol bol izlerim kendisini:) Bu arada resim baya eski, biliyorum. Ama olsun, benim Jonghyun'un en beğendiğim hali işte bu:) Tam olarak bu kızıl kahve saçlar, bu küpeler, bu tatlı yüz ifadesi; işte bu bu bu!:D Hayır yani gri nedir ayrıca?? O nasıl bir saç rengi tercihidir? Hangi kuaförün/stilistin önerisiyse boykot ediyorum. Bu çocuğa bu renk yakışıyor, sarı yakışıyor, siyah yakışıyor; her şey bitti de griye mi kaldık?? Ay neyse, kahve filan yaptı heralde zaten şimdi. Son WGM çekimlerinde öyle gibi hatırlıyorum ama emin değilim. Bu laf kalabalığından sonra söylüyorum; dizinin ismi Orange Marmalade, programın adı da Fluttering India olması gerek. İkisi de henüz yayınlanmadı, beklemekteyiz...
Bu hafta Donghae&Eunhyuk comeback'i var bu arada:) Teaser'ı izledim, sadece piyano var ve cidden çok güzel bir melodi. Umarım çok güzel bir albümle gelirler, Eunhae fighting!!
Yine bu ay içinde EXO comeback'i var gibi görünüyor. Call Me Daddy diye bir şarkı var EXO'nun yeni şarkısı olacak dedikoduları dolaşan ama ne kadar doğrudur bilemem. Şarkının sözlerini at (sözler değiştirilir zaten mutlaka), bence EXO'ya çok uygun bir şarkı. Sadece bana daha hoş gelen Amerikanvari havasından kurtarmaları gerek, çekerler ona bir ayar ya:D Umarım güzel bir albüm olur (SJ'ı geçmemeleri kaydıyla:D), Luhan'sız da olsa...
Bu kadar yeter heralde, yine çok fazla konuştum:) İyi akşamlar millet:)

1 Mart 2015 Pazar

İzlemeyin, İzlemeyin, İzleyin:D

Yine bayadır hiç uğramadım buralara. Ha uğramadım da çok mu aktiftim, sürekli bir şeyler mi yaptım, hayır. Sadece blog yazasım gelmiyor nedense son zamanlarda. Aslında zaten çok bir okuyucum olmadığı (kısaca kendi kendime konuştuğum) için yazmasam da bir sorun olmaz ama nedense "mutlaka bu dizi hakkındaki fikirlerimi belirtmeliyimm" diye bir saplantım olduğu için yine geldim burdayımm!
Öncelikle üç diziden bahsedeceğimi söyleyeyim. Biri Mei Chan No Shitsuji, biri Shut Up Flower Boy Band ama üçüncünün adını hatırlamıyorum resmeeeen. İzler izlemez de silmişim bilgisayardan, resmen unuttum diziyi:D Yazı bitmeden hatırlarım diye umut ediyorum:D
O zaman önce Mei Chan No Shitsuji'den bahsedelim. Kendisini daha 10 dakika önce bitirdim, daha doğrusu bitirmek için kendimi zorladım çünkü zannederim kendisi izlediğim ennnnn sıkıcı Japon dizisi. Normalde Japon dizileri çok eğlenceli olur, su gibi akıp geçer, tadı damağımda kalır filan ama bunda resmen işkence gibi geçti dakikalar. Ve gerçekten yarım bırakmak istemedim ama sonu diziden bile fazla b.k gibi olduğu için sonuna dek getirdiğime pişmanım. O yüzden ben ettim siz etmeyin, bence bu diziyi hiiiç izlemeyin.
Kısaca bahsedecek olursam ailesi öldükten sonra aslında zengin bir aileden geldiğini öğrenen fakir kızımız leydilik okuluna yerleştirilir, burada her leydiye hizmet eden yakışıklı bir kahya vardır ama kahyalarla hanımları arasında romantik ilişkiler yasaktır. Ayrıca kızımız o okula hiç uymamaktadır ve onu okuldan göndermek isteyen birileri vardır. Fazla bile anlattım yemin ediyorum:D
Dizi komik değil, hadi dram diyelim ama hiç etkileyici de değil, sahneler gereksiz uzatılmış, aslında gerilim oluşturacak bir şey yok ortada ama öyle çabalara girmişler nedense. Ha bir de, sonunda herkes iyi çıkmak zorunda değil sevgili Japon senaristler. Hayır madem sonunda iyi çıkacak tüm dizi boyunca psikopat kötü imajı çizmeyin o insanlara. Ayrıca romantik olduğu iddia edilen dizide ben mi hiç aşk göremedim?? Dizi bitti gitti ben hala kızın kimi sevdiğini, daha doğrusu birini sevip sevmediğini bile anlayamadım. Son saniyeye bir öpüşme sahnesi koymuşsunuz iyi güzel hoş da bu yetmiyor sanki. Hani bir öpüşmeyle ilişki olmuyor ya. Hani duygular filan var, hani hiç lafı geçmeyen?? Ben orada bir kahyanın hanımına duyduğu sadakatten başka bir şey göremedim, hanımında da en yakın adamına duyduğu şefkatten başka bir şey göremedim. Hayır yani, biri de kalkıp bana açıklasın diğer kahya-leydi ilişkilerinden farklı ne yanı vardı onlarınkinin?
Off neyse, bunaldım bu diziden bahsetmekten. Bu da böyle gereksiz bir diziydi işte, bu kadar uzun konuştuğuma bile değmezdi ama yeni izleyince insanın söyleyecek bir şeyleri oluyor mutlaka. Son olarak Mizushima Hiro HanaKimi'de çok daha yakışıklıydı, oyunculuğu da daha iyiydi. Burada o donuk haliyle sevemedim ben o adamı diyoor ve son hız adını sonunda hatırladığım diğer dizimize geçiyorum:)
My Secret Hotel. Alın işte bir gereksiz dizi de bu. Ya ortada hiç olay yok, bunlar nasıl büyütmüşleeer, nasıl büyütmüşler... Ayrıca belki biraz fazla spoiler ama söylemem gerek: Hayır ben de seviyorum ikinci erkekler mutlu olsuuun, yüzü gülsüüün, ama bu olmadı yavrum ya. Bunda tutmadı, zaten uyuşmuyorlardı da bence. O yüzden yapmayaydınız iyiydi. Yalnız ikinci erkek demişkeeeen... Nam Goong Min, sen ne tatlısın öyle ya:) Ben bu adama I Need Romance 3'te de bayılmıştım zaten, burada yine çok sevdim:) Bir de ben acayip derecede Yonghwa'ya benzetiyorum bu adamı ama daha yakışıklısı:D Ayrıca vücut bakımından kıyas kabul etmez bir şekilde üstte (isteyen google görseller'den baksın, buraya koyarsam sevgilim tarafından can ve mal güvenliğim tehdit edilebilir:D ), Yonghwa'nın o hale gelmesi anatomik olarak imkansız sanırım:D
Neyse efenim, ikinci erkek bu kadar yeter. Konu açısından yorumlamak gerekirse... Ben bu diziye Let's Eat tadında (onu da bir anlatamadım gitti:D ); gizemli, gerilimli, sonra da hafif ama dozunda bir romantizm barındıran bir dizi olur diye başladım. Ama hiç beklediğim gibi çıkmadı. Ne olaylar tahmin ettiğim gibi gelişti (kötü bağlamda), ne romantizm kısmı güzeldi, ne gerilim kısmı güzeldi, ne komikti, ne dramatikti; hiçbir şey değildi yani. İlk birkaç bölüm çok eğlenceliydi gerçi sanırım ama 5. mi 6. mı bir bölüm vardı, ondan sonra bozdu diye hatırlıyorum ama hangi bölümdü, ne oldu da bozdu orası yok:D Zaten dizinin adını zor hatırlayabildim:D
Yoo In Na'yı severim ama burada oyunculuğunu çok beğenmedim. Karakteri zaten beğenmedim. Klasik k-drama kızıydı di mi bu? Şimdilerde herkes o kadar klişelerin dışına çıkmaya çalışıyor ki artık klişe bir karakter görünce tanıyamayacak hale geldim:D Kusura bakmasın ama kız azıcık salaktı. Sözde iş kadını ama ben bir güç, bir beceri; hiçbir şey göremedim. Her duyduğu laftan etkilenen, kendi başına düşünemeyen, gözünün önündekileri göremeyen... Saçma bir karakterdi işte ya... İlişkileri de çok sıkıcıydı iki tarafla da. Bir de TvN bu iki farklı ilişki olayına ne güzel yenilikler getiren bir kanal, bu kadar klişe bir aşk üçlemesiyle gözümden düştüler açıkçası.
Bu dizi hakkında da bu kadar yeter diyorum ve "izleyin!" diyebileceğim tek dizi olan Shut Up Flower Boy Band'e geçiyorum:) Bir kere konu güzel, oyunculuklar güzel (istisnaları geçelim), bol bol müzik var, idol dünyasının gerçeklerini gösteriyor, oğlanlar da yakışıklı (adı üzerinde flower boy); bir dizi daha ne ister:D
Açıkçası benim beklediğimden kat kat daha güzel bir diziydi. Önce adı fazla çocuksu, kesin saçmadır diye indirmemiştim uzun süre; sonra da kimin kim olduğunu anlayamadım ilk bölümde, birkaç hafta da bu şekilde erteledim; sonra karakterleri öğrenip oturdum izlemeye ve ba-yıl-dımmm! Çoğu bölüm o kadar heyecanlı bitti ki bölüm aralarında hiç vakit bırakmadım denebilir. Okul vs izleyemediğim zamanlarda da spekülasyonlarla geçirdim zamanımı. Bir kere dizi hiç beklediğiniz gibi ilerlemiyor. Ne klasik lise dizisi, ne klasik müzik dizisi, ne aşk klasik; hiçbir şey düşündüğünüz gibi olmuyor. Ters köşeye yatırdığı çok fazla kısım oldu gerçekten ve bunlardan en önemlisi Lee Min Ki'nin, yani sevgili liderimiz Byung Hee'nin ikinci bölümde pat diye ölüvermesiydi. Hayır bir de nasıl mükemmel, nasıl aşık olmalık bir karakter. Ben bir süre yas tuttum valla, "Byung Hee'siz dizi güzel olmaz ki, off" gibi pozlara girdim ama sonra bir baktım, benim düşündüğümden çok farklı yönde ilerledi dizi, "Ölmesi iyi olmuş yaa" oldum:D
Baştan başlayacak olursak Kwon Ji Hyuk rolündeki Sung Joon çok sevdiğim, dizilerini takip ettiğim, iyi bir oyuncu. Burada da mükemmeldi:) Ben en başta lider pozisyonuna oturtamadım kafamda ama sonra baktım ki Byung Hee'den daha iyi oldu belli zamanlarda. İkinci olarak bence dizinin en önemli, en takip edilesi, en sevilesi karakteri olan Lee Hyun Soo rolündeki Myungsoo (L) var:) Ben kendisini ilk defa gördüm ama çok beğendim, başka dizilerini izlemeye hatta belki Infinite takip etmeye bile başlayabilirim. Zaten grubun yüzü L'miş (dizideki gibi), bol bol görebilirim demek ki kendisini:D Karakteri içinse şunu söylemek istiyorum: beni krizlere soktun soktun çıkardın, ne ayaksın bir türlü anlayamadım, sonlara doğru iki gülmesen gönlümü alamazdın ben sana söyliyim:D Evet, sıradan devam edersek gizemli ama duygusal, etkileyici bakışlara sahip bateristimiz Jang Do Il var. Karakterin bir harika olmasının yanı sıra Japonlara benzettiğim yüz hatları ve güzel saçlarıyla cidden ilgimi çeken bir oyuncu. Sözde playboy'umuz, bas gitarist Kim Ha Jin de var ki turuncu saçlarıyla çok beğenmiştim ama ne zaman ki siyaha boyattı, bir de o aralarda karakteri daha öfkeli hale geldi; soğudum azıcık. Ama Seo Kyung Jong'la olan vıcık vıcık, sevimli mi sevimli ilişkilerine bayıldımm:) Keşke daha çok yakınlaşsaydılar diyeceğim ama zaten her bölüm sarmaş dolaşlardı, daha yapılan her şey fazla gay'ce olacaktı:D Gerçi ben öyle de severim ama halkın tepkisini çekebilirdi tabi. Sıra grubun sevimlilik abidesi, ufacık tefecik ama içi dolu tatlıcık Seo Kyung Jong'a geldi:) Çok sevdiğim Busan aksanını kullandığı için sesini duyar duymaz sevdiğim çocuk bir de dizideki en iyi karakter çıkınca değmeyin keyfime:D Ama açıkçası dizide değil ama grupta azıcık fazlalıktı. Ya da belki Ha Jin'in en yakın arkadaşı dışında başka bir pozisyonu olsaydı, bireysel olarak biraz daha dikkat çekseydi...Yalnız bişey sormalıyım, Busanlılar paragöz olarak mı bilinirler?? Hangi dizide Busanlı görsem paragöz oluyor:D Dedim acaba öyle bir şey mi var...
Karakterler bu kadar olduğuna göre son birkaç şey söyleyip gidiyorum. Dizinin romantizm kısmı güzeldi, sevdim ama en yakın arkadaşının aşık olduğu kıza aşık olma olayını biraz fazla hafif geçmediler mi? Bir de kıza aşık olan o piyanist çocuk... Cidden iticiydin, sevilebilir hiçbir tarafın yoktu, bir ikinci erkek bu kadar nefret toplayabilir. Bunların dışında dizi cidden güzeldi:) Sonu hem beklediğim gibiydi hem değildi ama ben memnun kaldım açıkçası:) Kısacasıııı diziyi şiddetle tavsiye ediyor ve artık bu upuzuuun yazıyı sonlandırıyorum:D Hoşçakalın:)

15 Şubat 2015 Pazar

Bir yarıyıl tatili daha...

An itibariyle size kuaförden yazıyorum sevgili okuyucularım:p (kendi kendine konuşma mode:on :D) Son zamanlarda bilgisayarım bozuk, tamirde zaten şimdi; tabletten de resim bulup dizi yazısı yazmak zor olacağından el sürmüyorum bir süredir bloga. Gerçi bu süre zarfında da sadece iki dizi izledim, onlar da daha bitmedi ama eskilerin taslakları bloğu her açtığımda vicdanımı sızlatıyor:/ Ama yine de onları anlatmayacağım o ayrı:D
Her yarıyıl tatilindeki gibi geldim kuaförüme (her defasında farklı kuaföre ama olsun:D ) saçımı kestirdim. Bu sefer kestirmekle kalmadım boya da yaptırdım T.T Ben hiç akıllanmayacağım di mi?:D
Yazının bundan önceki kısmı bir hafta iki gün önce yazılmıştı zannederim sayın okuyucular. Klasik olarak yazıya başladıııım ve işim bitti:D Ama suç biraz da bende, zaten fön çekilirken başlamıştım, önceki boya aşamasında başlasan ya... Neyse efenim, şu aralar neden bilmem hiiiiç blog yazasım yok. O yüzden son zamanlarda yaptıklarımı burada kısacık anlatıp sonra da çekip gitmeyi planlıyorum:D
Öncelikle dizilerden başlayayım; tatilde Arang and the Magistrate ve The Thousandth Man'i izledim. Arang and the Magistrate çok şeker, eğlenceli, yer yer gizemli, izlenilesi ve güzel bir dizi. Çok severek izledim. Öncelikle Gökyüzü kralının, ikinci olarak da yargıcın acayip fan'ıyım, tatlılıktan ölüyorlar ikisi de. Hele o gökyüzü kralı, kalp kalp kalp:D Shin Min Ah da çok güzel, oyunculuğunu da beğeniyorum ben o kadının. Sadece sonu konusunda biraz çekincelerim var. Nedense beklediğim son bu değildi, daha güzel yapılabilirdi. Diye düşünüyorum ben... Ama bu da kötü değildi, güzel bir finaldi, güzel bir diziydi, bence izleyin derim:)

Bunun dışında The Thousandth Man... Aslında bahsetmeye bile gerek yok diziden. Sinirimi bozan bir dizi, gereksiz bir dizi, hiç izlemeyin boşuna. Tamam iyi güzel, fikir fena değil de dizi kötü. Ayrıca başrol kızın mantığının hatalı olduğu ilk bölümden belli. Finalde yaptığı da ayrı saçmalıktı da neyse. Ayy, sinir oldum yine, gerçekten konuşmaya değmeyen bir dizi bence. Ben izledim, pişmanım, bence siz de izlemeyin ama tabi seveni de olabilir, çok şey yapmıyım yine de...
Tatilden önce izlediğim dizilerden de hala yazmadıklarım var:/ Ama geçen hafta da demişim, bugün de diyorum: "onlardan şimdi bahsetmeyeceğim":D Çünkü çok güzel diziler, çok severek izledim, ayrı yazılar yazılmasını hak ediyorlar bence. O yüzden onların kendi yazılarında görüşürüz sevgili okuyucularım:)
Şimdilik birkaç cümle daha söyleyip kaçıyorum:) Tatilde EXO üyelerinin adlarını öğreneceğim demiştim ya, tabi ki onla uğraşmadım:D Ama tatilin son günü+son bir haftadır bakınıyorum arada veeeeeee... Artık hepsini ayırt edebiliyorumm!:D Ne işime yarayacak diye sorsanız hiçbir şeye ama olsun, hobim:D Ayrıca Luhaaaaaan, kalp kalp kalp! Ne kadar tatlı bir şey o ya, Çinlilerden böylesini hiç beklemezdim:O Bir de Yamato Nadeshiko Shichi Henge'deki Yuki'ye benzettim ben baya. O da benim böyle alıp eve götürmek, biblo gibi salona koyup arada yanaklarını mıncırmak istediğim sevimlilikle bir şey olduğu için:D Ama Luhan ondan sevimli, o yüzden önceliğimi Luhan'dan yana kullanıyorum:D Bir insan nasıl bu kadar sevimli olabilir?? Oğlum kesinlikle böyle olmalııı! Önceden araya hiç sevgilimin geni karışmasın, beni direkt klonlatalım diyordum ama hayır, kesinlikle Luhan'ı klonlatıyoruz, son kararım:D

1 Şubat 2015 Pazar

Yamada-kun to 7 nin no Majo ve Kpop muhabbetlerim

Son zamanlarda izlediğim Japon dizileri nedense önceden izlediklerimden fazlasıyla farklı; daha rahat, daha eğlenceli. Ben mi hep daha muhafazakar olanlara denk gelmişim yoksa yeni diziler mi böyle bilmiyorum ama sevdim ben bu durumu:) Çünkü animeden/mangadan alınan dizilerin o rahatlığa sahip olmaması bir eksiklik hissettiriyordu, son izlediklerimde bu sorun yoktu, zevkle izledim:)
Tabi ki burada hemmen bir uyarı giriyorum: Dizimiz çok fazla, aşırı fazla, gereksiz fazla, kusturacak kadar fazla öpüşme sahnesi içermektedir! Bunu bilip de izleyin:D Ben ki "Dizilerde yeterince öpüşme sahnesi yok" diye paragraf dolduruyorum her dizi yazımda, bu bana bile fazla geldi, anlayın ne kadar fazla:D Ama nedense tüm bu öpüşme fazlalığı içinde başrol kızımız ve oğlumuz arasındakiler yine azdı, yine azdı:D Daha doğrusu olanların çoğunu göstermediler. Aman neyse, yine "öpüşme" konulu paragrafımı doldurduğuma göre diziyi anlatmaya geçebilirim:D
Yamada Ryu isimli sınıfın en salak ve tembel (hadi bir de asi ruhlu olsun:D ) çocuğu bir gün merdivenlerden kayar ve hemen arkasındaki sınıfın en güzel ve zeki kızı olan Shiraishi Urara'ya çarpıp onu da yanına katarak merdivenlerden düşer. Sonra bir anda kendini Urara'nın bedeninde bulur. Bunun devamında okulda saklı olan 7 cadı ve bu cadıların (birilerini öperek ortaya çıkattıkları) birbirinden farklı güçleri, bunlara egemen olmak isteyen bir okul başkanı, bu kişileri bularak yeni başkan olmaya çalışan iki rakip başkan yardımcısı gibi çeşitli faktörlerimiz ortaya çıkacaktır. Ha bir de bu Yamada'mızın cadıları öperek güçlerini kopyalama gücü vardır ki cadıların kim olduğunu ve güçlerini saptamada çok işe yaramaktadır.
Genel tanıtımda bu kadar bilgi yeter çünkü zaten 8 bölümcük, başlamasıyla bitmesi bir olan eğlenceli bir dizicik:) Kendisinin bir de mangası var eğer ilginizi çekerse... Animesi de umarım 2015'in ilerleyen aylarında çıkacak, ona da bir bakarım diye düşünüyorum, eğlenceli bir konu çünkü:) Ama konunun güzelliğinden öte dikkat çekmek istediğim şey Urara'yı canlandıran Nishiuchi Mariya!
Switch Girl'de de izleyip oyunculuğunu ve güzelliğini çok beğendiğim kıza burada kesinlikle aşık oldumm! Yok böyle bir rol yeteneği... Özellikle de Yamada'yı canlandıran oyuncuyla kıyasladığımızda, of of of... Şimdi efenim, bu kızımızın yeteneği yer değiştirmek. Dizi boyunca da Yamada'yla dakika başı yer değiştirip durdular. Dolayısıyla aslında kız iki karakteri de canlandırdı diyebiliriz. Ki ikisi arasındaki sadece konuşma tarzı değil, ses tonu, hareketler, mimikler; her şey o kadar başkaydı ki iki farklı kişiyim diye bağırıyordu resmen. Oysa Yamada için ne yazık ki aynı şeyi diyemeyeceğim. Hem kız hem oğlan için aynı yüz ifadelerini kullandığı için ben cidden anlayamadım hangisinin hangisi olduğunu. Mesela bir önceki sahnede en son değişmiş bırakıyoruz, sonraki sahnede aslında arada tekrar değişmişler, yani Yamada Yamada olarak davranıyor ama ben ayırt edemiyorum farkı. Cidden aynı mimikleri, aynı konuşma tarzını kullandı Yamada'nın ciddi görünüşü ve Urara arasında. Yani aslında kötü bir oyunculuk değil ama işte Mariya orada döktürdüğü için oğlanın yapamayışı daha bir gözüme battı:D Ayrıca Mariya ciddi anlamda çok güzel bir kız (zaten sanırım modellik de yapıyor) ama buna rağmen (Switch Girl'de veya burada Yamada'yı canlandırdığında olduğu gibi) komik yüz ifadeleri yapmaktan, saçma hareketlerle kendini küçük düşürmekten de çekinmiyor. Yani ben bu kızın geleceğini iyi görüyorum, buraya da yazıyorum Minako söylediydi dersiniz:p:D
Kıza olan aşkımı da söylediğime göre diziyle ilgili söyleyecek bir şeyim kalmadı sanırım:) Hem izlememin üzerinden tam bir ay geçtiği için, hem de 8 bölümlük dizide zaten her şey spoiler'a gireceği için:D O yüzden benim tavsiye ettiğim eğlenceli bir diziydi diyor ve dizi yazımı burada noktalıyorum:)
Başka konulardan bahsedecek olursak... Siteye ilk girdiğimde yeppudaa'da heeeer şeyin olduğunu sanıyordum. Oysa son zamanlarda gördüm ki benim dinlediğim kimsenin sayfası yok yeppudaa'da:/ Ben mi açsam/aktifleştirsem diyorum ama hem o kadar fanları değilim, hem de kim uğraşacak:D Kısacası yeppudaa'da bile kimsenin takmadığı insanları dinliyorum, allahım sen sonumu hayır et:D

Kimsenin takmadığı derken mesela Mamamoo... Nasıl oldu bilmiyorum Mr Ambiguous MV'sini izledim, sonra tekrar izledim, sonra tekrar izledim. Baktım bu kızların çekindiği video'ları izliyorum filan, baya sempatik geldiler nedense:D Aslında klibi izlememin sebebi çok açık değil mi?? Kimin fikriyse adam müthiş bir pazarlama tekniği yapmamış mı? Aa Bumkey, aa Jung Joon Young, aa Jong Hyun diye diye izleniyor tüm klip:D Arada Hwasa çok şeker "Now! Sinsasungnyeo yeoreobun" diyor, ortalarda Solar çok tatlı şoka giriyor, sonda da Solar güzelce tize çıkıyor, şarkı bitiyor; benim MV'den aldıklarım bunlar:D Başka da hiçbir şarkılarını dinlemedim zaten ama yine de yeppudaa'da sayfası olsun isterdim, daha çok beğenilsin isterim grup. Gerçi Gaon Chart Kpop Awards'ta New Artist of the Year ödülünü aldılar, umarım artar popülariteleri:)
Bu arada lafı geçmişken Jung Joon Young da benim çoook sevdiğim ama yeppudaa'da sayfası olmayan bir diğer ünlü. Öyle ki ben bu adamın albümlerini iTunes'tan orjinal olarak satın aldım, oturdum kaç bölüm WGM izledim bu şapşal için. Cidden çok sempatik ve çok yetenekli biri. Ama sanırım rock yaptığı için genel dinleyiciye çok hitap etmiyor... Oysa çok boğuk, çok güzel bir sesi var. Şarkıları da güzel. Gerçi özellikle Sense of an Ending şarkısında acayip bir Guns n Roses özentiliği var ama olsun, ben onu özenti haliyle de seviyorum:D Yalnız sinir olduğum bir nokta: Live'de de yapamayacaksan MV'de o gitar solosunu artist artist çalmayacaksın yavrum:D Hayır Teenager'ın Live'lerinde çok çalmasa da en azından boynunda bir gitar asılı, bunda o bile yok, nerede kaldı rock'çılık?:D
Bunların dışında benim mükemmel bir title track'le (Cry Again) comeback yapan sevgili kızlarım Davichi var ki sayfasına bayadır dokunulmamış:O Bir de o kadar güzel ve güçlü sesleri, o kadar içe dokunan, duygusal şarkıları var ki... "Bir tek ben mi seviyorum ya bunları" diye düşünürken Yong Hwa'yı geçtiler bir programda, içim rahat etti:)
Bugünlük de benden bu kadar olsun:)

30 Ocak 2015 Cuma

CNBLUE temelli saçmalamalar

CNBLUE hakkındaki korkularım giderek gerçek oluyor gibi, size de öyle gelmiyor mu? Yong'un solo albümü ve konserlerini mi deseeem (her şey solo fan meeting'le başlamıştı, o zamandan tepkiliyim ben bu işe), yeni programı Hologram'ı mı deseeeem; Jong'un Kyuhyun ve zilyon tane daha idolle çekeceği Hindistan'a gitmeli yeni programını mı deseeem; Jung Shin'in başrol oynayacağı diziyi mi desem... Min neden boşta onu çözememekle beraber yakında o da başlar bir şeylere, zaten grup da neymiş, albüm çıkarmak da ne gereksiz şeymiş, di mi?
Grup dağılacak korkularımı bir yana bırakırsak Hologram çok eğlenceli bir program, Yong-Jung Shin muhabbetlerini dinlemek (WGM'den sonra ilk defa bu kadar yakın gördüm, seviyorum ben bunları birlikte:) ) ve Yong-Shin Hye ikilisini tekrar birlikte görmek (You're Beautiful'un BTS'lerinde pek bir şekerlerdi, burada da öyle, maşallah:D ) bile yeter zaten programı sevmem için:) Bir de Hong Ki olsaydı tadından yenmezdi o program da hadi Hong Ki'yi geçtim, neden hiçbir FT Island üyesi yok? Juniel de yok. Gerçi o olsa da sesi çıkmıyor ama:D Yine de Juniel'i AOA kızlarından çok sevdiğim bir gerçek:D
Yine grup dağılacak korkularımı bir yana bırakırsak Jong'un programına da çok sevindim:) Kyu var, Changmin var, Shinee Minho var, Suho var, Infinite Sunggyu var; resmen yıldızlar geçidi:D Gerçi Kyu nasıl yetiştirecek herşeyi, cidden anlamıyorum. Kuzum ya, biri oynamakta olan biri hazırlık aşamasında iki müzikal, Radio Star programı, solo çıkış aktiviteleri, üstüne Super Junior aktiviteleri, konser turu derken resmen uyumadan yaşıyordu bu çocuk; bu koşuşturmada nereye sıkıştırıp da Hindistan'a gidecek çok merak ediyorum. Gerçi albüm tanıtım aktiviteleri bitti çoktan, o boşluğu dolduracak sanırım. Yine de yazık, ölü gibi geziyor çocuk sürekli.
Bunun dışındaaaa... Hyde, Jeykll and Me beni İNANILMAZ heyecanlandırıyor. Öyle ki bıraksan şimdi başlayacağım izlemeye, bitmesini beklemeye yüreğim dayanmıyor. Ama daha 3. bölümde olduğu düşünülürse meraktan ölürüm ben dizi bitene kadar. En azından 10. bölüme kadar dayanayım diye kendimi ikna etmeye çalışıyorum, umarım başarılı olurum:D Olamazsam da kısmet... Tekrar tekrar aynı bölümleri mi izlerim, naparım artık:D
Benim acayip uykum geldi. Bu tatil yine hiçbir şey yapmıyorum, nedeniki?...

Düzeltme: Bu yazıyı yazıp yatağa yattıktan sonra hatırladım ki Min'in de Brave Family diye bir programı yok muydu? Bir de Jung Shin'in I'm Going to School mu ne, öyle lise temalı bir programı daha vardı. Hata olmasın diye düzeltme yapayım dedim:)

29 Ocak 2015 Perşembe

Twelve Men in a Year-Gerçekten o kadar çok mu?

Dizinin adı bile beni çekmeye yeter, öyle değil mi?:D Bir yılda 12 burçtan 12 adamla yatmak... Gerçek hayat kapsamında baktığımızda cidden kötü görünüyor ama drama dünyasında çook eğlenceli ve izlenilesi duruyor:D İşte o yüzden diziyi gördüğümde balıklama atladım. Ama tam olarak aradığımı bulamadım, o ayrı...
Evet, dizimiz diğer tvN dizileri gibi  k-drama dünyasının klişelerinin dışında, gerçek hayata daha yakın; dolayısıyla bazı kore dizisi severler için çekilmez, benim gibi Amerikan dizilerinden geçiş yapanlar içinse zevkle izlenebilecek bir dizi. Ama şimdiden uyarayım, dizi kesinlikle konusunun gerekliliklerini yerine getirmiyor... Ha, tabi ki Kore'den bir Sex and the City beklemek aşırı hayalcilik olur (I Need Romance serisi neyime yetmiyor:D ) ama yine de madem böyle yapacaksınız insanı heveslendirmeyin:D
Konusuna gelirsek; Na Mi Roo bir kadın dergisinde, çok da başarılı olmayan bir editördür. Kovulmamak için son şansı Sophie isimli, kimliği bilinmeyen bir erotik blog yazarını dergide yazı yazmaya ikna etmektir. Ama bir anda olaylar karışır, Sophie ortadan kaybolur ve Na Mi Roo'ya Sophie adını bırakır. Bir yıllık sevgilisi Jin Oh'dan büyük bir kavgayla ayrılan Mi Roo da sarhoş olduğu bir anda oturur, Jin Oh üzerinden oğlak burcu erkekler hakkında atıp tutan bir yazı yazar ve patronuna yollar. Bir anda ortaya Sophie'nin Erotik Astroloji Köşesi fikri çıkar, Sophie bir yılda 12 burçtan 12 erkekle yatıp gerçek deneyimlerini anlatmalıdır ve Sophie ortada yoktur! Bu yüzden de Mi Roo kovulmamak için bu işi üstlenmek zorunda kalır.
Karakterlere gelelim mi o zaman? Mi Roo hayatında sadece bir erkekle (Jin Oh) yatmış, böyle konularda çekingen ve ne yapacağını bilemeyen bir kız. Arkadaşı Park Tanya ise maşallah zannedersin profesyonel olarak bu işi yapıyor:D Zaten bir süre sonra cidden profesyonel olarak tele kız (para karşılığı telefon seksi yapanlara mı deniliyordu bu, yoksa hayat kadınlarının bir alt türü müydü bilemedim şimdi:s ) olarak çalışmaya başlamıştır. Açıkcası benim bir Kore dizisinde gördüğüm en açık, en cesur kızdır, takdir etmekteyim. Aşkı bulunca aptallaşmamasına da alkış tutuyorum ama neden sonunda her klişe kız gibi "aşka inanmak istiyorum"a bağlattılar onu çözemedim. Yattığı erkeklere "Böylece uçup gittikten sonra bile benim olduklarını hissediyorum" diyerek kelebek dövmesi yapan, Mi Roo'ya pek çok uçuk kaçık fikir veren, neşeli ve havai bir kız. Ben sevdim, aşk hayatını daha da çok sevdim:)
Bunların dışında dizide aktif olan iki bayan karakter daha var. Eskiden şişman ve çirkinken estetikle kendini baştan yaratmış, Jin Oh'nun çalıştığı otelin sahibinin kızı, Jin Oh'ya sırılsıklam aşık Oh Hae Ra ve Mi Roo'nun patronu, kendinden emin ve güçlü bir iş kadını olan Michelle Jang. Gerçi sonradan iki karakterle ilgili de değişimler var ama onları da anlatırsam diziyi sizin izlemenizin ne anlamı kalır:D
Bayan karakterlerden bahsettiğimize göre erkeklere geçelim mi? Sırayla gidecek olursak Mi Roo'ya yıllaaardır aşık olan, onu ayrıldıktan sonra bile koruyup kollayan, seven ama biraz cimri, kıskanç ve hırslı biri olan oğlak burcu Jin Oh. Başta kibar ve ilgili olan ama işi bittikten sonra soğuk birine dönüşen, fizik profesörü, kova burcu Hyun Woo. Mi Roo'nun ilk aşkı, yalancı, çapkın, adi, başarısız rock'çı, balık burcu Won Bin. Mi Roo'nun spor salonundaki hocası, Won Bin'in daha da kötü versiyonu, koç burcu Alex. Won Bin en azından kimseyi zorlamıyordu:/ Michelle Jang'ın ilk aşkı, boğa burcu Dong Gun. Ben bu adamı sevmiştim nedense... Hallyu star ama tatlı ve düşünceli, ikizler burcu Jung Shi Hoo. Adam resmen "yeme de yanında yat" şeklinde, acayip sevilmelik bir şeydi. Zaten benim "Noona" diyen erkeklere zaafım olduğu için:D İlk bölüm gördüğümüz ama olayların geç geliştiği, Sophie'nin "kardeşi", asosyal ve soğuk ama sonra sonra tatlılığı ortaya çıkan biricik yazarımız, yengeç burcu Lee Joon. Yine ilk bölüm görünen ama olayların geç geliştiği, sinirli, asıp kesen ama bir icraatı olmayan aslan burcu Müdür Goo. Sırf yer doldurmalık karakter, başak burcu sihirbaz. İlk bölümden aşık olduğum, dünya tatlısı, bir "yeme de yanında yat"lık karakter daha, terazi burcu Kwan Woo. kim olduğunu hatırlayamadığım, işin tuhaf yanı internette bile bulamadığım (zennederim Mi Roo'nun annesinin dans hocası ama emin olamadım:D ) akrep burcu Kang Soo ve dizinin başından sonuna sinirimi kaldıran, Mi Roo'nun babası, "aldatan koca" yay burcu Chan Sung.
Genel tanıtımlardan sonra esas konuşmaya başlayalım bakalım:) Dizi güzel başladı da ilk birkaç erkekten sonra diğerleri çoook havada geçti. Özellikle bazıları sadece bir kaç sahnede görünmekle geçti, yer doldurmalık karakterler... E zaten erkeklerin ikisi Tanya'nın, biri Michelle'in, ikisi de Mi Roo'nun annesinindi; hani "Twelve Men in a Year"?? Kısacası aslında 12 erkek o kadar da çok değildi, çünkü 12 erkek değildi. Tabi bu çok da önemli değil, dizi her türlü güzeldi bence. Çoğu erkek karakter de çok iyiydi mesela. Jin Oh, Shi Hoo, Lee Joon (resimdeki); üçü de mükemmel erkeklerdi, Mi Roo kimi seçse olurdu bence. Kwan Woo ve Müdür Goo da süper karakterlerdi, Tanya'nın her kararı mutlu edecekti beni. Hele de Kwan Woo'nun yüzü gülsün, oooh, kaç saat sırıtırım ben:D Mi Roo'nun babasından GERÇEKTEN nefret ediyorum. Mi Roo'nun sürekli babasının tarafında olmasından daha da nefret ediyorum! Aldatan erkekler konusunda çok hassasım... Ama mesela Tanya'nın aldatması batmıyor çünkü alan razı satan razı, karşısındakine tek olduğunu hiçbir zaman söylemiyor zaten. Ama o baba... Ah o baba...
Ayrıca Mi Roo da çok uyuz bir karakterdi cidden. Başka bir dizide olsa kesinlikle çekemezdim. Jin Oh
(resimdeki) da çok uyuz bir karakterdi aslında düşünecek olursak... Tüm dizi iyiydi hoştu, son bölümde batırdı. O son sahne... Jin Oh, senin tarafını tutmama yazık ettin. Çok adiydin, pisliktin, iki yüzlüydün. Bununla bağlantılı olarak Hae Ra da çok uyuz bir karakterdi. Çok dobra ve şeker başladı, ortalarda tam sinsi yılan oldu, sonda yine şeker kızlıkla topladı ama genele bakınca bir uyuzluk var. Ama nedense dizinin genel bütünlüğü arasında çok rahatsız olmadım. İzleme zevkimi çok bozmadılar yani. E zaten o kadar çok karakter vardı ki, üçü de uyuz oluversin, nolucak:D
Neyse efenim, uzun lafın kısası ben bu diziyi sevdim. Zaten bellidir roman gibi dizi yazısı yazmamdan:D Bilmiyorum genel izleyiciye hitap eder mi etmez mi ama Amerikan dizilerinden Kore'ye geçenler için güzel bir geçiş dizisi. Gerçi bundan sonra bir umut Kore dizilerine başlayıp da mal mal 15 bölüm bakışmalarını izlerlerse azıcık hayal kırıklığına uğrayabilirler ama neyse:D Buna benzer bir başka dizi önerisi için I Need Romance serisi yazımı bekleyin:D Shi Hoo'nun (resimdeki) yaptığı gibi (aslında öyle yapmıyor ama neyse:D ) sizi izliyorum!:D