19 Ağustos 2013 Pazartesi

Nasıl kore dizisi fanı oldum:p

Güneşi Beklerken’in etkisiyle başlayan Uzakdoğu dizileri saplantımdan bahsetmiştim. Boys Over Flowers’ı benim için indirme görevini evinde sınırsız internet olan erkek arkadaşıma yükledikten sonra dayanamayıp annemin ve benim 1’er gb’lık internet paketlerimizi bitmeye yaklaştırarak YouTube’dan İngilizce altyazılı olarak Ma Boy’u izledim. Sadece 3 bölüm sürdü ve oldukça da güzeldi. Ama o konuyu ver bakalım bizim senaristlere hoop al sana minimum iki sezonluk dizi:D
İnternet paketleri bittiği için Ma Boy’dan sonra başka bir şey izleyemeyeceğimi düşünüyordum kiii reklam yapmak gibi olmasın TubeMate’i hatırladım. Kendisi YouTube’dan video indirmek için olan bir program ve mükemmel çalışıyor:) Böylece işyerimin internetini dibine kadar kullandım ve Hana Yori Dango’yu, Hana Yori Dango’nun animesini ve Personal Taste’i indirdim:)
Önce dizisini, sonra animesini arka arkaya izlediğim için Hana Yori Dango konusunda kıyaslama yapacak çok şeyim var. Bir kere, animesindeki F4 cidden yakışıklı, dizide o kadar yakışıklı tipler bulamamışlar:/ Ha bir de dizi inanılmaz mutaassıp. Toplamda 4 öpüşme sahnesi var sanırım, biri ilk bölümde yanlışlıkla öpüşmeleri, biri ilk sezon finali, biri ikinci sezon finali, biri de devam filmindeki düğün sahnesi. Bu gözüme o kadar çok batmayabilirdi, eğer animesi resmen Aşk-ı Memnu yaşamıyor olsaydı!
Dizideki mutaassıplığın aksine animede ohooo, neler neler. Bir kere Tsukasa iki bölüme bir kıza neredeyse cinsel tacizde bulunuyor. Isınma bahanesiyle çırılçıplak sarılarak yattıkları sahneyi söylemiyorum bile. Animedeki herkesin “Hadi artık sevişin” diye sürekli birilerini odaya kapattıklarını da unutmamak gerek. Ha bir de Tsukasa’yla aynı odada yatan Tsukushi’nin gecenin bir yarısı odadan çıkıp kendini Rui’nin kollarına atıp öpüşmesi var. Kısacası, ne animesi ne de dizisi cinsellik açısından orta yolu bulamamış.

Dizinin ilk 6-7 bölümü animeye uygun giderken sonra birden bire pembe diziye döndürmelerine ne demeli! Evet animede de Tsukasa’nın annesi kızı istemiyor ama sonraki 14 bölüm boyunca gösterdikleri kadar abartılı hiçbir şey yapmıyor.Tsukushi’nin Tsukasa’nın temizlikçisi olması!?  Ve o hafıza kaybı!? İlk bölümleri cidden severek izlememe rağmen sonraki bölümleri ilk bölümlerin hatırına izledim diyebilirim. Ortada güzel bir konu varken yazık etmişler bence. Ve YouTube’da gördüğüm bazı video’lardan anladığım kadarıyla Boys Over Flowers da animesi yerine dizisini taklit etmeyi seçmiş, yani onu izlemeyi eskisi kadar istediğimden emin değilim.
Dizisinde animesinden daha güzel olan tek bir taraf var, Rui’nin ikinci sezonda Tsukushi’ye aşık olmasııı!:) Animede niye Rui bu kadar uyuz bir karakter anlamıyorum, 50 bölüm Tsukushi peşinden koşuyor, çocukta tık yok. Hani Tsukushi’ye azıcık baksa, şöyle azıcık aşk üçgeni oluşsa ölecek sanki! Ama dizinin sonunda Rui yapayalnız ve mutsuzken animede en azından Shizuka’yla birleştiler, bu da yine animenin artısı:) Kısaca bunu okuyan veya benim tavsiyelerini dikkate alan birileri varsa, ben animeyi izlemelerini tavsiye ederim:) Ama YouTube’da animenin İngilizce altyazılısı yok, ya da ben görmedim. İngilizce dublajlı izlemek zorunda kalıyorsunuz, ama zaten anime olduğu için bu da çok büyük bir sorun teşkil etmiyor bana göre.

Personal Taste’e gelince; çok şirin, keyifle izlenecek bir dizi:) En azından ilk 10 bölümü öyle. Jeon Jin Ho da çok tatlı, yavrum:) Kore erkekleri yakışıklı derler derler de inanmazdım, şimdilik en azından Japon erkeklerinden daha yakışıklı oldukları kesin:D Personal Taste’i Hana Yori Dango’dan daha çok sevecek gibiyim, en azından o kadar mutaassıp olup da aşkın içine etmeyecekler gibi duruyor. Hadi hayırlısı:)

Şimdilik benden bu kadar... Dizi anlatma faslına daha sonra başka başka dizilerle devam edeceğiiim:) Ha bu arada, Güneşi Beklerken ne kadar uyuz bir dizi! İzlerken resmen acı çekiyorum:/ Ah Kerem ah, yapmayacaktın bunu Zeynep’eeee, şimdi kolaysa 10 bölüm bekle aranız düzelsin de aşık olun diye:/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder