Benim için Reply 1997 dediğimde aklıma tek bir şey geliyor: Joon Hee, Joon Hee, Joon Hee. Benim nedense en kendimi özdeşleştirdiğim, en onun hissettiği duyguları hissettiğim, en sevdiğim, mutlu olmasını en çok istediğim karakterdi Joon Hee. Hatta şöyle diyeyim, ne zaman Yoon Jae Joon Hee'ye bir yakınlık gösterse Joon Hee'yle birlikte benim kalp atışlarım da hızlandı. Hele de 16. bölümdeki back hug sahnesinde heyecandan kafayı yiyordum. Sonuçta kendisinden hoşlandığını bildiği halde, üstelik de bir nevi vedalaşırken o şekilde sarılması... Ahh ah..... Gerçi o sarılma bu sarılma değil ama orada ikisinin de yüz ifadeleri fazla yoğun, fazla tuhaftı. Bu resimde çok daha tatlılar. Zaten benim için dizinin en çok yakışan çifti Joon Hee ve Yoon Jae'ydi. Hatta uzun süre Shi Won Tae Woong'la olsun da Yoon Jae Joon Hee'yle olsun istedim. Ama tabi ki bu imkansız bir hayal. Daha Amerika eşcinselleri kabul edip dizilerde filmlerde eşcinsel çiftleri işleyeli ne kadar oldu ki Kore'den bekleyeyim. Daha normal çiftlere öpüşme sahnesi koymayan ülkede ne eşcinsel çifti... Gerçi bir ara umutlanmadım değil Joon Hee Yoon Jae'nin dudaklarına yapışır mı diye ama olmadı, olamazdı. O kadar tatlı, o kadar özverili, o kadar acı çeken bir karaktere en sonunda bir sevgili bulmaları (bize göstermeseler de) biraz olsun içimi ferahlattı ama yetti mi, yetmedi. Ah Yoon Jae ah, 9 yıl Shi Won diye sürüneceğine her daim yanında olan, her daim seni seven Joon Hee'yi görebilseydin... Bu konu bu kadar yeter yoksa birazdan ağlamaya başlayacağım "Neden Yoon Jae Joon Hee'yi sevmiyoooooor" diye:D
(Bu resim Kimbapsushi'nin blogundan bu arada, o nereden aldı bilmiyorum.) Bu replik benim dizideki en sevdiğim repliklerden. Joon Hee'nin aşkının güzelliği ve çaresizliği... Joon Heeeeeee! Aynı şekilde dizide pek çok güzel replik var. Hatta ben ilk defa bir dizideki replikleri bu kadar sevdim, hepsini tek tek yazmak, saklamak istedim. Tabi yapmadım o ayrı:D Ama keşke yapsaydım. İkinci izleyişim olursa (ki olacak, dizi bittiği andaki kalbimin burulmasından hissettim olacağını) bu sefer beğendiğim replikleri not alacağım. Aşkla, özellikle de ilk aşkla, hayallerle ilgili o kadar güzel sözler vardı ki dizide. Normalde böyle şeyleri fazla ucuz bulurum ama bu sefer beni kalbimden yakalamayı başardı bu dizi.
Diziyle ilgili diğer şeylere gelecek olursaaaak... Tae Woong karakteri de benim sevdiğim diğer bir karakter oldu. Gerçi Yoon Jae'ye "Senin için herşeyden vazgeçerim ama Shi Won'dan vazgeçmem. Daha beni sevmesi için elimden gelenin en iyisini yapmadım." dediği zaman ufak çaplı bir nefret dalgasına kapılıp ağzıma gelen her şeyi saymış olabilirim. Ama sonra kendi elleriyle Shi Won'u Yoon Jae'ye gönderdiği için kendisini tamameeeen affetmiş ve dizideki en sevdiğim ikinci karakter yapmış bulunmaktayım:) Bundan sonra bile tatlı tatlı Shi Won'la flört etmesine, Shi Won-Yoon Jae ilişkisini destekleyip yanlarında olmasına da ayrıca alkış tutuyorum. Oppa'lığını fazlasıyla gösterdi bence, kızın tüm dizi boyunca "Oppa, oppa" diye yalaklandığı kadar vardı:)Dizideki ikinci karakterleri bu kadar övdükten sonra Yoon Jae-Shi Won çiftini sevmediğim gibi bir izlenime kapılmış olabilirsiniz:D Tamamen yanlış. Özellikle de birlikte büyümelerinin getirdiği yakınlıklarını; Shi Won'un Yoon Jae'nin gıdısını gıdıkladığı, Yoon Jae'nin de onun yüzünü ittirdiği (o hareket nasıl tanımlanabilir) klasikleşmiş hareketlerini; ilk öpüşme anlarını; Yoon Jae'nin ilk aşık oluşunu; evlilik yüzüklerini ve bunun anlamını; "Cevap vermezsen seni 10 kere öpeceğim" tehditlerini; aslında kısaca onlarla ilgili pek çok şeyi çok seviyorum. Sadece çıkmaya başladıktan sonra biraz fazla odun, fazla ruhsuz bir ilişkileri oldu; onu hiç sevmedim. Bu da özellikle kızdan kaynaklıydı tabi ki. Tae Woong'a veya Tony'ye karşı bu kadar sıcak ve sevgi dolu olan biri gerçek aşkına karşı nasıl bu kadar odun kalabiliyor anlamış değilim.
Belki de bu odunlukları yüzünden başrol kız bana Yoon Jae'yle olan çoğu sahnesinde azıcık itici geldi. Sevemedim kızı pek. Ama başrol erkeği (yine baya tipsiz olsa da) sevdim, sesini daha da çok sevdim, şarkılarını dinleyeceğim sanırım. Hazır bir tane solo erkek sanatçı bulmuşum, dinlemek gerek:) Gerçi dizi Ost'larında kızla birlikte söylediği şarkıları sevmedim, kızla uymamış bence ses tonları. Bir de adamın kendi şarkılarını dinleyeyim bakalım...
Evet, son sözlere gelecek olursaaak:) Bence dizinin kurgusu, geçmiş ve 2012 arasındaki geçişler, dizinin ilerleyişi gerçekten güzeldi. Zaten daha ilk bölümde Yoo Jung çıkma teklifi ettikten sonra Yoon Jae'nin Shi Won'a gelip "Onunla çıkmamalı mıyım?" diye sorduğu sahnede anlamıştım kurgunun güçlülüğünü. İlk defa bir Kore dizisinde bir arka planı olan, daha gerçekçi bir ilişki ortaya konulmuştu çünkü. Yine bu gerçekçilik korundu dizinin sonuna kadar. Ne dramda ne de romantizmde abartılı hiçbir sahne yoktu. Her şey gerçek hayatta olabileceği gibiydi. Ha dramda Yoo Jung'un babasının öldüğü zamanki konuşması abartılıydı, pardon.
Bunun dışında; Hak Chan karakterini çok sevdiğinden bahsediyordu herkes, ben sevmedim. Daha doğrusu karakteri sevmedim değil ama sevdim de değil. Yeterince sahnesi yoktu bence. Fazla geri plana atılmıştı. Oysa cidden ilginç bir karakterdi, üzerinden daha çok konu işlenirdi. Senaristin Shi Won'a yoğunlaşmak istemesinden veya sadece bölüm süresinin ve sayısının yetersizliğinden dolayı yazık edilmiş karaktere. Ben şahsen daha çok görmek isterdim kendisini. Aynı şekilde Sung Jae de yazık edilmiş karakterlerden.
Daha söyleyecek belki çok şey var, belki de gereğinden uzun bile konuştum. Ama şimdilik aklıma gelenler bunlar. Ben de Shi Won gibi Fanfiction olayına soyunup kafamda Joon Hee ve Yoon Jae'ye alternatif bir son oluşturabilirim, düşünmüyor değilim:D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder