25 Ağustos 2012 Cumartesi

Röfle, Saç Boyası ve Bolca Şampuan

Bir güne küllü sarı saçlarla başlayıp, gün içinde platin sarı olup akşamına tekrar küllü sarı olmak gibi bir şey benden başka kimde vardır acaba... Benden başka kimsenin bir günde bu kadar şey yapıp da sonucunda sabah olduğunun aynısı olacağını sanmıyorum. Neyse efenim, olay aynen şu şekilde gelişti:
Sevgilim benim gereksiz derecede saçma ve tehlikeli bulduğum rafting'de eğleniyordu, bense onun yokluğunda oyalanmaya çalışıyordum. En sonunda anneme bir yıldır dolapta duran saç açıcıyla bir kaç aydır düşündüğüm üzere saçlarıma röfle yapmasını söyledim. Açıcının arkasında işleme başlamadan önce saçlarımı yıkamam gerektiği yazıyordu. ben de yıkadım. Ardından annem saçıma röfle yapmaya çalıştı ama yapılan bir takım hatalar ve düşüncesizlikler sonucu saçlarımın üst kısmı komple platin sarı oldu. Aslında platin sarı olması için 45 dk. beklemesi gerekiyordu ve ben özellikle öyle olmasın diye sadece 20 dk. beklettim ama sanırım saçlarım zaten açık renk olduğu için beni öyle iğrenç bir sonuca götürdü. Bu röfle olayından sonra saçımı üç defa yıkamak zorunda kaldım. Saçın farklı kısımlarına farklı zamanlarda uygulama yaptığımız için farklı zamanlarda yıkamam gerekti. Dolayısıyla suyla fazlasıyla haşır neşir oldum diyebilirim.
Tabi ki röflenin sonucu felaketti, esmer olduğu halde saçını platin sarıya boyatan ve iki metre dip boyası gelmiş Romen kızlarına benzetiyordum kendimi. Aynaya baktıkça gözyaşlarına boğuluyordum. Eskiden beğenmediğim saç rengime geri dönebilmek için her şeyi verirdim.
Ben bu kadar üzülünce annem de bana koyu sarı saç boyası almış, "Hadi gel, saçlarını boyayalım" dedi bana. El mahkum, gittim, boyattım saçlarımı. Sonrasında bir saç yıkama seansı daha tabii... Bugünden sonra en az bir ay su görmek istemiyorum diyebilirim. Saçlarıma gelince... Eh, söylemeliyim ki röfleli (!) halinden çok daha iyi olmuştu. Ama kendi saç rengime çok yakın olduğu için tüm gün saatlerimizi harcamış ve sonucunda HİÇBİR ŞEY elde edememiştik.
Ama tabi başkalarına böyle demiyorum. "Kendi saç rengimden birkaç ton açığı oldu. Çok güzel oldu. Parıltı verdi bana. Ben çok beğendim." diyorum. Ki eğer çok dikkatle bakarsak kendi rengimden gerçekten de bir ton daha açık. Gülüyorum bu halime. Sonuç olarak "değişiklik, değişiklik" diye tutturan ben yine aynı saç rengiyle devam ediyorum. Zavallı annemse beni memnun etmek için yorgunluktan öldü. Boşa geçirilmiş bir gün daha diyebiliriz o zaman...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder