18 Kasım 2014 Salı

Eric Moon-Jeong Yoo Mi temalı yazı:D

Bu sene okuldaki dördüncü senem. Yani stajlara başladığımız yıl. Ve hayatımda ilk defa bir gerçekle yüzleştim ki ben yeterince zeki değilim. Sınavlara herkesten üç hafta sonra çalışmaya başlayabilecek kadar zeki değilim. Bir kere okumakla her şeyi ezberleyecek kadar zeki değilim. Konuların yetişmeyeceğini anladığımdaki psikolojik baskıya dayanabilecek kadar güçlü değilim. Değilmişim yani, düşündüğüm gibi biri değilmişim. Ama bana iyi bir ders oldu bu. Bundan sonra üst dönemlerin, hocaların sözlerini dinleyip günü gününe çalışacağım.
Ha bu kadar laf diyorum, kaldım mı? Hayır kalmadım. Neyse ki şanslıydım, sözlüme iyi bir hoca geldi ama kalmaya çok yaklaşmıştım. Hayatımda bir dönüm noktası ilan ediyorum Pediatri stajını. Bundan sonraki tüüüüm stajlara günü gününe çalışacağım. Bunu unutursam bu stajda ne kadar zor zamanlar geçirdiğimi hatırlat bana, olur mu sevgilim?
Bu klasik sınav sonrası idealist öğrenci tiplemesini bir kenara bırakırsak... :D Pediatri'yi, dönem 4'teki en zor stajı, geçtim ya ohh... Artık rahatım, sırtım yere gelmez:p Bunu geçtiysem diğerleri çantada keklik:p Boşver yaaa, gez dolaş, tadını çıkar üniversite hayatının:D (Bendeki idealistlik buraya kadar:D )
Evet tabi ki size fena halde sıkıcı okul anılarımı değil üst düzey heyecanlı dizilerimi anlatacağım, merak etmeyin:D Pediatri'yi geçmekten ümidi kesip çalışmayı bıraktığım sınav öncesi dört günlük sürede izlediğim, izlemek ne kelime, başından kalkamadığım iki diziden:) Aslında ikincisi tamamen ilkinin hatrına izlendi ama neyse...
İlk dizimiz Discovery of Romance! Kendisini zannederim daha 6.-7. bölümü yayınlandığı zamanlarda keşfetmiş, sırf bitsin de sonu iyiyse öyle izleyeyim diye dişimi sıkıp 10 hafta beklemiş, bittiği halde kimse sonuyla ilgili bir yorumda bulunmayınca "Yeter artık!" deyip indirmiş, indirdiğim gibi bir çırpıda izlemiş, izlediğim gibi aşık olmuş, ölmüş bitmiş...... Kısacası ben bu diziyi sevdim arkadaş!
Bir kere daha ilk anda Korece konuşmalı Amerikan dizisi kıvamında başlaması (diğer Kore dizilerine göre daha serbest ama eli eline değmemeli anti-gerçekçi Kore dizilerinden bunalmış bünyemde soğuk su etkisi yaratmış, kana kana içilip üstüne de bir ohh çekilmiştir:D ); kızın iki adamla da ilişkilerini başlangıcından beri olabilecek ennnn tatlı şekilde anlatması; araya serpiştirilen röportajların çikolata sosu etkisi yapması; bir değil, iki değil, tam üç adet dizi konusunu içinde barındırıyor olması... Daha sayayım mı? :D
Üç dizi konusu dediğim: 1)Kang Tae Ha-Han Yeo Reum-Nam Ha Jin aşk üçgeni. 2)Nam Ha Jin-Ahn Ah Rim arasındaki eski bağlar, ihanetler ve şefkatle örülü ilişki 3)Han Sol'un aşk sorunsalı. Aslında bu olay klasik "Oppa'dan sevgiliye dönüş" teması olarak da nitelendirilebilir (Reply serisi işte hep buradan ekmek yedi) ama Choi Eun Kyu ve onunla olan ilişkisi de ilginç olunca aşk sorunsalı demek daha uygun geldi bana.
Kızın iki adamla olan ilişkisini de başlangıçtan bitişe çok güzel anlatmasına gelince... İyisin hoşsun da sayende ilk 8-9 bölüm kimseyi seçemedim ben:D Hatta seçememek de değil, kimle olursa olsun mutlu olacaktım resmen, iki ilişki de o derece tatlı. Ama tabi bir noktadan sonra Nam Ha Jin'in yalanları; gözünün hala ilk aşkında, bir elinin hala ilk aşkının üzerinde olması insanın canına tak edebiliyor ama aynı zamanda o kadar tatlı da aşık ki bizim kıza (ikisine birden nasıl aşık sorgulamayın işte, Korece konuşmalı Amerikan dizisi diyorum:D ) yine de onu sevmekten vazgeçemiyorsunuz. Öyle ki final bölümünde sırf benim gibiler için yapılmış bir erken final anı var:D Baktınız final istediğiniz gibi gitmiyor, son bölümün tam 9 dakika 36 saniyesinde durdurun diziyi, bir saniye ileriye gitmeyin, alın size istediğiniz son:D Ben durdurdum, çok düşündüm "Burada bırakayım mı, diğer son daha iyi olur mu" diye ve sonunda devam etmeye karar verdim. Ha, daha iyi bir son muydu? Hayır. Ama yine de pişman değilim. Zaten şimdilerde ikinci defa izlemeye başladım, belki bu defa orada bırakırım:D
Nam Ha Jin'den bahsetmişken söylemeden geçemeyeceğim, bu Ahn Ah Rim dünyanın en itici insanı! Ama öyle ki bir başka dizide olsa başrol olur, hatta muhtemelen de Park Shin Hye tarafından canlandırılırdı:D You're Beautiful ve Heirs'daki PSH rollerinin birleştirilmesi gibi bir şey çünkü kız. Yalnız şunu diyeyim; "Ben hiçbir şey yapmıyorum, herşey beni buluyor" tarzında; gururlu, sözünü esirgemeyen, mert, dürüst bir ikinci kız da hiç çekilmiyor! Hatta başrol olarak niye hep öyle rollerin olduğunu bile sorgulattı bana Ahn Ah Rim. Diziye bu perpektiften baktığımızda Ahn Ah Rim gururlu, dürüst, iyi kalpli birinci kızımız; Han Yeo Reum da kendisini sevmeyen bir adamın peşinde koşan, o adamın sevdiği kadına zor zamanlar yaşatan, kıskanç, pislik ikinci kadın karakterimiz. Ama tabi ki ben kesinlikle bu açıdan bakmıyor ve Ahn Ah Rim'den güzel güzel nefret ediyorum:D Yavrum adamın sevgilisi var, üstelik de seninle görüşmesini istemediğini biliyorsun. Niye hala giyinip süslenip onunla buluşuyor, onun peşinden koşuyor (aslında ikisi de birbirinin peşinden koşuyor ama bence tüm suçlu kadın!-An itibariyle feminist dernekleri tarafından taşlanarak öldürüldüm:D-), sevgilisini umursamadan aşk yaşıyorsun? Kusura bakma ama başka bir dizide "Yaaa ama adam zaten sevmiyordu ikinci kadını, hep aileleri/kız yüzünden lafta çıkıyorlardı, aşık oldular birbirlerineeee" tarzında destek nidalarıyla karşılanacak olabilirsin ama bu dizide Out'sun, diptesin, ikinci kadınsın. Oh, içimi döktüm rahatladım:D Bunun dışında bu kızın oyunculuğu an be an iyileşiyor, takip etmek gerek...
Do Joon Hoo-Han Sol "Oppadan sevgiliye dönüş" temasını da anlatmak isterdim uzun uzun, zira kendisine bayılmış bulunmaktayım ama ne yazık ki yeterince yazdım. Sadece; tatlılıktan ölün siz ya:) Gerçi son bölüm iticiydiniz, bazı çiftler gibi ilişki başladıktan sonra tatlılıklarınızı kaybetmişsiniz ama olsun, ben zaten son bölümü komple silebilirim kafamda, no problem:D
Sıra geldi dizimizin odak noktası, kalp çarpıntılarının zirve yaptığı, kimya patlamasından ölen Kang Tae Ha-Han Yeo Reum çiftine! Ya bu nasıl bir ilişkidir, nasıl bir birbirine yakışmadır, ayrıca da nasıl bir rol kabiliyetidir, iyi-kötü ilişkinin tüm anları bu kadar mı güzel yansıtılır. Daha söyleyecek çok şey var. Bölüm bölüm, saniye saniye her hareketlerini, mimiklerini, sözlerini yorumlayabilirim; ilişkilerinin giriş-gelişme-sonuç-tekrar karşılaşma-gelişme-sonuç-kavuşma aşamalarını ayrıntılarıyla anlatabilirim ama eminim ki benden dinlemek yerine kendiniz izlemeyi tercih edersiniz. Hala etmiyorsanız mutlaka etmelisiniz:) Bence çok şey kaçırıyorsunuz:)
Allahım bu kadar övdüm ya; biri hata kaza görür de izler, üstüne bir de beğenmez kesin:D Neyse, bunlar tamamen kişisel düşüncelerimdir. Dizinin bazı Kore dizisi severler tarafından pek beğenilmeyebileceğini kabul ederim. Çünkü diğerlerinden ayrıldığı pek çok nokta var; o saf, masum aşkı arayanların bu diziyle çok işi olmaz. Bocalamalar, yalanlar, nispeten aldatma... Gerçi bu ikilinin bir diğer dizisi olan Que Sera Sera'yla kıyaslanınca gayet masum bir dizi:D Onu da bu dizinin verdiği gazla oturdum izledim hemen. Aralarındaki kimyanın nereden gelmiş olduğunu çözmüş oldum en azından:D O dizide böyle bir kimya yok mesela. Ama tabi dizi sürecinde elli defa yakınlaştırınca bunları, ister istemez oluşuyor.
Que Sera Sera bana göre bile abartılı bu arada. Benim kaldırma kapasitemin üzerinde. Zaten ben "aldatma" temalı filmleri de hiç sevmem. Başkasına aşık olabilirsin, tamam. Ama adam gibi ilişkini bitirip sonra diğer ilişkiye başlamalısın. Sen sevgilinle geldiğin tatilde, sevgilinin kız kardeşinin (gerçek kız kardeş değil, hatta eski sevgili) sevgilisiyle yiyişip, basılıp sonra onları bırakıp kaçıyorsan; bir de üstüne üstlük beş gün sonra gelip sevgiline "Ben senin evlenme teklifini kabul edemem." diyorsan kusura bakma ama şerefsizin önde gidenisindir. 1)Aşkından ölsen bile senin sevgilin var, başka bir erkeği öpmen...!? 2)Sevgiline açıklama bile yapmadan o erkekler kaçman!? 3)Sonra da gelip yüzsüz yüzsüz evlilik teklifini reddetmen!!!!?
Neyse, Que Sera Sera uzun uzun anlatılmaya değecek bir dizi değil. Ha, ben anlatırım, onda sorun yok:D Ama boşuna zamanınızı vermeyin diye... Yalnız bu kadar laf söyledikten sonra olmayacak ama ben diziyi sevdim:D Genel ahlak kurallarıma uymayan yerlerini atarsak dizide beni etkileyen pek çok sahne sayabiliriz ki şu an ilk aklıma geleni Han Eun Soo'nun hamile olduğunu öğrendiğinde Kang Tae Joo'nun verdiği tepki... Bu arada evet, adamın canlandırdığı iki karakter arasında bir hece fark var sadece. Kadının da soyadı ortak. Ama zaten bence Kore'de bariz bir soyadı sorunu olduğu için bu çok önemli değil:D Keşke onun da adı biraz daha benzeseydi ama... Zaten sırf Discovery of Romance hatrına izledim. Yoksa başlayıp da ilk bölümün yarısında yarım bıraktığım bir diziydi Que Sera Sera.
Bu arada bir noktayı netleştireyim. Discovery of Romance'de de aldatma olduğunu söylesem de kız çok daha ahlaklı diyebiliriz. Merak etmeyin yani:D
Sonuç olarak Que Sera Sera'yı önermiyor, Discovery of Romance'i de fazlasıyla öneriyor ama yine de bir başkasının fikrine de bakın diyorum. Şimdiden iyi seyirler:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder