1 Mart 2014 Cumartesi

Sevgililer Günü vol. 2

Hikayenin devamını hepiniz merak ediyorsunuz değil mi?:) Evet, işte buradayım ve hikayemiz hem hediyeleri, hem planları mahvolmuş; sevgililer gününde yağmurun altında ne yapacağını bilmeden kalan gençlerimizden devam ediyor.
Bizim hikayemiz hep bir Woody Allen filmi gibi zaten; komedisi ön planda bir trajikomedi... Son dakikada böyle ortada kalışımıza kahkahalarla gülmekten başka ne yapılabilirdi? Uzun kahkahalar ve fazlasıyla kendi durumlarıyla eğlenmeden sonra gençlerimiz, yani tabi ki ben, sevgililer gününün mahvolduğunu farkedip endişelenmeye başladılar.
Ufak çaplı krizler ve panik ataklarından sonra evlerine dağılmış olan gençlerimiz tekrar bir araya geldiler. Kız süslenmiş ve oğlanın hediye ettiği kolyeyi takmıştı, oğlanınsa elinde aşık olunası bir buket çiçek vardı. Kız çiçeği aldı ve yüzünde genelde çocuklarda görülen kocaman bir gülümseme oluştu. İşte bu noktadan sonra tüm akşamları harika olacaktı, biliyordu. Nasıl ki uyanıp yağmuru gördüğünde bunun onlar için bir işaret olduğunu bildiyse, şimdi de öyle biliyordu ki bu çiçekler de mükemmel geçecek akşamlarının işaretiydi. Ki öyle de geçti.
Yaptıkları planın onların tarzı olmadığını, başkalarının peşlerinde sürüklendiklerini geç de olsa fark eden gençlerimiz akşamı çok sevdikleri, şahane yemekler yapan küçük bir İtalyan restoranında yemek yiyerek; ardından da romantik bir filme girerek geçirdiler. Güldüler, eğlendiler, sarılıp film izlediler ve işte "bu" onların tarzıydı.
Başkalarının senin üzerinde bu kadar etki kurmasına izin vermemek gerek, öyle değil mi? Ama nedense arkadaşların, dergiler, filmler; hepsi bu özel günleri nasıl geçirmen gerektiğiyle ilgili kafana bir takım fikirler sokuyorlar ve sonra kendini bunlara kapılıp aslında çok da istemediğin bir yönde sürüklenmiş buluyorsun.
Hayat ilginç... O yağmurun gerçekten de bana bir işaret, bu günü kendi istediğim şekilde geçirebilmem için bana sunulmuş bir fırsat olduğunu düşünüyorum. O yağmur ki başkasına verilen sözleri iptal etti, tüm günü sevgilimle baş başa geçirebilmemi sağladı; ve yine aynı yağmur bizi önceden yapılmış planların yükümlülüğünden kurtarıp kalbimizin götürdüğü yere gitmemize izin verdi.
Bazı şeyleri sorgulamayacağım bundan sonra, yaşanan her şeyin bir sebebi var öyle değil mi? Hayatı bazen akışına bırakmak lazım. Yağmur yağdıysa, kaza yaptıysan, biri çağırdıysa; o planı iptal edeceksin, demek ki olmaması gerek. Kardeş Payı'nda isteklerin kabul olup olmaması hakkında güzel bir diyalog vardı, şimdi tam hatırlamıyorum. Ama ana fikir sanırım şuydu: Bazen yolu anlayamazsın ama her zaman seni doğru yere götüreceğine güven. Ben de öyle yapacağım.
Bu arada... En kısa sürede alışverişe gidip sevgilime hediye olarak şık bir ayakkabı aldım. Artık gönül rahatlığıyla ailesine gösterebileceği bir hediyesi var. Hayır efendim, böyle şeyleri asla unutmam. Bundan sonra görecek onlar... Bundan sonra hediyeleşmeyi resmi olarak sevgilimin ailesine karşı maddi bir savaşa dönüştürdüm, hadi bakalım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder